1930’ların başlarında Boston halkı, gökyüzünden yağan karın alışılmadık ve korkutucu rengini görünce şaşkına döndü. Normalde saf beyaz olması gereken kar, o günlerde gizemli bir şekilde kırmızımsı bir tonda yere serilmişti. Bu olağandışı olay, aslında binlerce kilometre ötede, Great Plains bölgesinde yaşanan büyük ekolojik felaketin, yani tarihin en büyük toz fırtınalarının, bir sonucuydu.
ABD’nin orta batı kesiminde, 1930’ların başlarında, yanlış arazi kullanımı ve şiddetli kuraklık bir araya gelerek devasa toz fırtınalarının ortaya çıkmasına neden oldu. Toprağın bitki örtüsüyle kaplanmaması, verimli toprak tabakasının rüzgar tarafından kolayca savrulmasına yol açtı. Bu süreçte, toz bulutları sadece bölgeyle sınırlı kalmadı; rüzgarla birlikte yükselen ince toz parçacıkları atmosferde geniş bir alana yayılarak, doğrudan doğu kıyılarına kadar ulaşmaya başladı. Bu taşınma sonucunda, Boston’daki kırmızı kar, bu sıra dışı ve endişe verici olayın somut bir göstergesi haline geldi.
Günümüzde, sürdürülebilir arazi kullanımı ve toprak koruma bilinçleri artmış olsa da, 1930’larda bu konuda yeterli farkındalık ve önlem alınmamıştı. Toprağın korunmasına yönelik bilinçsiz uygulamalar ve erozyonun kontrol edilmemesi, büyük felaketlerin kapılarını araladı. Verimli toprakların tahrip edilmesi, rüzgarın taşıdığı ince parçacıkların geniş alanlara yayılmasına neden oldu. Kırmızı kar, Great Plains’teki kırmızımsı kil tozlarının, Atlantik kıyılarındaki soğuk hava ile karışmasının sonucu olarak ortaya çıktı.
Toz taşınmasının etkileri sadece kırmızı karla sınırlı kalmadı. Örneğin, New York şehri, yoğun toz bulutları nedeniyle gün ortasında alacakaranlığı andıran bir karanlığa gömüldü. Bu toz fırtınaları, zaten kurak ve verimsiz olan tarım alanlarını daha da kullanılamaz hale getirdi; çiftçiler için büyük bir yıkım anlamına geldi. Ayrıca, sağlık açısından da ciddi sorunlar ortaya çıktı; solunum yolları rahatsızlıkları, göz ve boğaz tahrişleri gibi hastalıklar yaygınlaştı. En şiddetli toz fırtınası günlerinden biri, Kansas City’de yaşandı ve bu olay, tarih kitaplarına “Kara Pazar” olarak geçti. Burada, Associated Press muhabiri Edward Stanley, olayları şu sözlerle anlatmıştı:
“Spearman ve Hansford County, geçtiğimiz hafta kelimenin tam anlamıyla bir toz bulutunun içinde kaldı. İlçede bir hafta boyunca rüzgar ve toz fırtınası eksik olmadı. Hava, o kadar tozla doluydu ki, sanki kasabanın üzerinde yoğun bir sis tabakası vardı. Bu durum, nefes almayı oldukça zorlaştırdı ve birçok kişi solunum ve göz rahatsızlıklarıyla mücadele etti.”
Boston’daki kırmızı kar olayı, o dönemin yaşanan büyük trajedilerinden sadece küçük ama çarpıcı bir işaretti. Bu dönem, milyonlarca Amerikalı’nın evlerini ve topraklarını terk edip başka bölgelere göç etmesine sebep oldu. Ayrıca, bu felaket, Büyük Buhran’ın ağır ekonomik ve sosyal etkilerini daha da derinleştirdi. Ancak, bu toz fırtınaları ve ekolojik yıkım, ABD’nin arazi yönetimi politikalarında köklü değişiklikler yapmasına öncülük etti. President Franklin D. Roosevelt, “Toprağını yok eden ulus, kendini yok eder” sloganıyla, toprak koruma ve erozyonla mücadele programlarını hızlandırdı ve ülkenin ekolojik sürdürülebilirliği adına ciddi adımlar attı.