2024 Berlin Film Festivali’nde Ödüller Kazanan “En Sevdiğim Pastam”
2024 Berlin Film Festivali’nde Fipresci (Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Birliği) ve Ekümenik Jüri Ödülü’nü kazanan “En Sevdiğim Pastam”, Tahran’da yalnız yaşayan 70 yaşındaki Mahin’in ikinci bahar arayışını komik, eğlenceli, duygusal ve hüzünlü bir şekilde ele alıyor. Eski bir hemşire olan Mahin, 30 yıl önce dul kalmış ve kızı da 20 yıl önce çocuklarıyla birlikte Avrupa’ya gitmiştir. Mahin’in monoton yaşamı, öğlene kadar uyumak, bahçesini sulamak, alışveriş yapmak, yemek hazırlamak, dul kadın arkadaşlarıyla altın günleri organize etmek ve pembe diziler izleyerek zaman geçirmekle geçmektedir. Bir gün gözü, televizyondaki ev tipi robotların reklamına takılır. Yalnızlık ve yaşlılık, Mahin’in canına tak etmiştir. Gençliğinde tattığı özgürlüğü, yaşama sevincini ve umut etmenin güzelliğini yeniden hatırlamaya başlar.
İslam devrimi öncesinde Hyatt oteline gidip Al Bano ile Romina Power’ı dinleyerek eğlendiği günleri düşünür; fakat artık havuza, denize gidememekte ve başı açık sokağa çıkamamaktadır. Karamsar döngüsünden kurtulmaya karar veren Mahin, Hyatt’a gittiğinde en sevdiği içecek olan soğuk kahvenin menüden çıkarılmış olduğunu fark eder.
Değişen Hayatlar
Mahin, Tahran’dan ayrılmak istemese de evine el konulacağından endişe etmektedir. Bir gün emekliler lokantasında yemek yerken, tek başına yemek yiyen yaşlı bir adam gözüne çarpar. Onun hakkında daha fazla bilgi edinmek için soruşturduktan sonra Faramarz’ın çalıştığı taksi durağına giderek “Beni eve sen götür” der. Faramarz, bu teklife önce şaşırsa da ardından coşkuyla kabul eder. İnsan sıcaklığına hasret kalan Mahin ile Faramarz, birlikte kaliteli zaman geçirerek, yıllanmış şaraplar, lezzetli yiyecekler, hoş sohbetler ve yasaklı şarkıcıların müzikleri eşliğinde dans ederek unutulmaz bir gece yaşarlar. Hatta öz çekim bile yaparlar. Mahin, evine ilk kez bir erkeği davet etmenin heyecanını yaşar; Faramarz ise dindar karısından boşanmasının ardından Mahin ile birlikte olmanın getirdiği mutluluğu ve yaşam sevincini keşfeder. Bu gece, her ikisinin de hayatında büyük değişikliklere yol açacaktır. Mahin, en sevdiği pastayı yaparken, Faramarz da Mahin’e onunla birlikte olma sözü verir. Umudun ve hayallerin gömüldüğü bu ülkede, ikisi arasında birlikte yaşama umudu filizlenir.
Mahsa Amini’ye Göndermeler
Yönetmenler Moghaddam ve Sanaeeh, parkta genç bir kızı tutuklamak isteyen ahlak polisinin Mihani’ye “Birkaç tel saç için onu öldürecek misiniz?” dediği sahneyle, İran’da başörtüsüne karşı direnişi başlatan, gözaltına alınıp öldürülen Mahsa Amini’ye bir gönderme yapmaktadır. Amini’nin öldürülmesinin ardından ortaya çıkan “kadın, yaşam, özgürlük” hareketinin cesur ve özgürleştirici süreci, bu filmde gizli olarak çekilen bir yapım olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyopolitik mesajının yanı sıra, Mahin karakterinde Lily Farhadpour ve Faramarz karakterinde Esmail Mehrabi’nin oyunculukları oldukça dikkat çekicidir. Diğer rollerde ise Mansoureh Ilkhani, Soraya Orang, Homa Mottahedin, Mehdi Pilehvari ve Melika Pazoki gibi yetenekli isimler yer almaktadır.
Film, komedi zamanlaması, ustaca tasarlanmış dans koreografisi ve neredeyse tek mekanda geçen bir gecede aşk, sevgi, ilgi, yaşam sevinci ve umut temalarını izleyiciye etkileyici bir şekilde sunmaktadır. “Beyaz İneğin Türküsü” (2021) filminden sonra tekrar bir araya gelen yönetmenler, “En Sevdiğim Pastam” ile Berlin Film Festivali’ne katılma izni alamadılar. Aktris, yazar, gazeteci ve kadın hakları savunucusu Farhadpour, sahnede yönetmenlerin açıklamasını okurken, “Bütün kırmızı çizgileri aşmaya, İslam devriminden beri İran sinemasında yasaklanan görüntüleri, İranlı kadınların gerçek yüzlerini göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Moghaddam ve Sanaeeh, filmlerini sosyal değişim mücadelesinde ön saflarda yer alan cesur İranlı kadınlara adadılar.