Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir?
Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk romanları kaleme alan yazar olarak tanınan Halid Ziya Uşaklıgil, yaklaşık 60 yıl süren yazı hayatında öykü, roman, düzyazı, şiir, tiyatro, anı, hitabet ve makale gibi çeşitli türlerde pek çok eser vermiştir.
Uşaklı Helvacızadeler ailesine mensup olan Halid Ziya, halı tüccarı Halil Efendi ile Behiye Hanım‘ın üçüncü çocuğu olarak, 1866 yılında İstanbul’un Eyüpsultan semtinde dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini mahalle mektebinde aldıktan sonra, Fatih Askeri Rüşdiyesi‘nde öğrenim hayatına devam etmiştir. Ailesinin işleri bozulduktan sonra “93 Harbi” (1877-1878) sırasında İzmir’e göç eden Uşaklıgil, İzmir Rüşdiyesi’nde eğitimine devam etmiş ve burada Ermeni Katolik rahiplerin çocukları için kurulan bir yatılı okula gitmiştir. Bu eğitim sürecinde Fransızcaya duyduğu ilgi, Fransız edebiyatını yakından tanımasına vesile olmuştur.
Öğrencilik yıllarında ilk yazılarını kaleme alarak İzmir çevresinde tanınmaya başlayan Uşaklıgil, daha sonra İstanbul’da da adını duyurmayı başarmıştır.
Halid Ziya Uşaklıgil’in Sanat Yaşamı
Uşaklıgil, edebi kariyerine Hazine-i Evrak’ta yayımlanan “Deniz Danası” ve Tercüman-ı Hakikat’te yer alan “Aşkımın Mezarı” yazılarıyla başlamış ve 1884 yılında Tevfik Nevzad ve Bıçakçızade Hakkı ile birlikte Nevruz dergisini çıkarmıştır. Fransızcadan tercümeler yapan yazar, 1885 yılında Tevfik Nevzad ile birlikte Hizmet ve Ahenk gazetelerini yayımlamıştır. İlk romanlarını tefrikalar halinde “Nemide”, “Bir Ölünün Defteri” ve “Ferdi ve Şürekası” şeklinde yayınlamıştır. Ayrıca, dünya edebiyatı ve tiyatro tarihi üzerine yazı dizileri de kaleme alarak, hikaye ve tiyatro ile ilgili makalelerini “Hikaye” ve “Temaşa” başlıkları altında bir araya getirmiştir.
Halid Ziya Uşaklıgil, romantizmin temsilcisi Ahmet Mithat Efendi‘yi eleştirip realizmi savunduğu yazılarını bu gazetelerde kaleme almış, Fransız edebiyatından çeşitli yazarların eserlerini Türkçeye çevirmiştir. Hariciyeci olmak umuduyla İstanbul’a gelen Uşaklıgil, bu alandaki başvurusu kabul edilmedi. 1885 yılında Türkçede basılmış ilk Fransız edebiyatı tarihi eseri olan “Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransa Edebiyatının Numune ve Tarihi”ni hazırlamıştır. Daha sonra İzmir’e dönen yazar, burada İzmir Rüşdiyesi ile Osmanlı Bankasında görev yaparken, İzmir İdadisi’nde Türk edebiyatı ve Fransızca öğretmenliği yapmıştır.
Servet-i Fünun döneminde roman ve hikaye türünün önde gelen isimlerinden biri haline gelen Uşaklıgil, edebiyat otoriteleri tarafından Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk romanları kaleme alan yazar olarak kabul edilmiştir. 1896 yılında Edebiyat-ı Cedide topluluğuna Recaizade Mahmut Ekrem aracılığıyla katılmıştır. “Mai ve Siyah” ile “Aşk-ı Memnu” romanları Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiştir. 1901-1908 yılları arasında yazmaya bir süre ara veren Uşaklıgil, bu dönemde Darülfünun’da Batı edebiyatı tarihi ve estetik dersleri vermiş, Sabah ve Tanin gazeteleri ile Resimli Kitap, Mehasin ve Musavver Muhit dergilerinde yazılar kaleme almıştır.
Sarayda Görevlendirildi
Uşaklıgil’in son romanı “Nesl-i Ahir”, Sabah gazetesinde tefrika edilmiştir. Sultan Reşat’ın tahta çıkmasının ardından İttihat ve Terakki’nin önerisiyle 1909-1912 yılları arasında mabeyin başkatibi olarak sarayda görev almış, bu görev gereği padişahla birlikte gezilere çıkmıştır. Ayrıca, Darülbedayi’de edebi kurul üyeliği de yapmış olan Uşaklıgil, İttihat ve Terakki’nin iktidardan düşmesinin ardından Osmanlı’da tütün ekimi, satışı ve ticaretiyle ilgili kararlar alan Reji İdaresi’nde yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlenmiştir. Cumhuriyet’in ilanının ardından Yeşilköy’deki köşküne çekilerek edebi çalışmalarına yoğunlaşmış ve 1925’te “Aşk-ı Memnu” eserini yayımlamıştır.
Uşaklıgil, yazı hayatı boyunca öykü, roman, düzyazı, şiir, tiyatro, anı, hitabet, makale ve edebiyat tarihi gibi farklı türlerde birçok eser vermiştir. Romanlarında, yakından tanıyıp gözlemlediği, içinde yaşadığı dönemin aydın ve varlıklı çevrelerini gerçekçi bir üslupla anlatırken, hikayelerinde daha çok halktan kişileri ele almıştır. Türk edebiyatında “Aşk-ı Memnu” ile “Mai ve Siyah” adlı eserleriyle derin bir iz bırakmıştır.
Halid Ziya Uşaklıgil’in Özel Yaşamı
Halid Ziya Uşaklıgil, 1889 yılında Meclis-i Ayan Reisi Emin Ali Efendi‘nin kızı Fatma Memnune Hanım ile evlenmiştir. Çiftin Vedide, Bihin, Sadun, Güzin, Vedat ve Bülent adlarını verdikleri toplamda 6 çocuğu olmuştur.
Halid Ziya Uşaklıgil’in Ölümü
Modern Türk edebiyatına romanları ve hikayeleriyle damga vuran Halid Ziya Uşaklıgil, uzun bir hastalık sürecinin ardından, her türlü tedaviyi reddederek 27 Mart 1945 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Cenazesi Bakırköy Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Halid Ziya Uşaklıgil’in Eserleri
- Roman: “Sefile”, “Nemide”, “Bir Ölünün Defteri”, “Ferdi ve Şürekası”, “Mai ve Siyah”, “Kırık Hayatlar”, “Aşk-ı Memnu”, “Nesl-i Ahir”
- Hikaye: “Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası”, “Bir Muhtıranın Son Yaprakları”, “Küçük Fıkralar”, “Bir Yazın Tarihi”, “Solgun Demet”, “Sepette Bulunmuş”, “Bir Hikaye-i Sevda”, “Hepsinden Acı”, “Onu Beklerken”, “Aşka Dairdi”, “İhtiyar Dost”, “Kadın Pençesi”
- Oyun: “Firuzan”, “Kabus”, “Fare”
- Anı: “Kırk Yıl”, “Bir Acı Hikaye”, “Saray ve Ötesi”
- Mensur şiir: “Mezardan Sesler”, “Mensur Şiirler”
- Gezi yazıları: “Almanya Mektupları”, “Alman Hayatı”
- Deneme: “Fransız Edebiyatının Numune ve Tarihi”, “Hikaye ve Temaşa”, “Yunan Edebiyatı”, “Latin Edebiyatı”, “Alman Tarih-i Edebiyatı”, “Fransız Tarih-i Edebiyatı”, “Sanata Dair”