Uzayın uçsuz bucaksız karanlıklarında gerçekleştirilen son araştırmalar, evren hakkındaki bilgimizi köklü biçimde sarsmaya ve yeni ufuklar açmaya devam ediyor. Bilim insanlarının dikkatini çeken en son gelişme, gökbilim camiasını şaşkına çeviren, şaşırtıcı ve dikkat çekici bir ikili sistemin keşfi oldu. Bu sistem, mevcut teori ve modelleri yeniden gözden geçirmemize neden olacak kadar önemli ve sıra dışı bir bulgu içeriyor.
Yapılan gözlemler sonucunda, Güneş’e kıyasla yalnızca beşte biri kadar kütleye sahip olan ve yaklaşık 250 kat daha sönük bir kırmızı cüce yıldız olan TOI-6894 etrafında, Jüpiter’in yaklaşık %17’si oranında kütleye sahip büyük bir gaz gezegeni bulundu. Bu gezegen, TOI-6894b olarak adlandırıldı ve bilim insanları tarafından ilk defa tespit edildi. Yıldızın küçük olmasına rağmen, bu gezegenin boyutlarının şaşırtıcı derecede büyük olduğu ve Satürn’den biraz daha geniş, fakat kütle açısından yaklaşık yarısı kadar hafif olduğu belirlendi. Bu durum, gökbilimcileri yeni sorular sormaya sevk etti: Nasıl oluyor da, bu kadar küçük ve hafif yıldızın etrafında, böylesine büyük bir gaz gezegeni yörüngede durabiliyor?
Kırmızı cüce yıldızlar, Samanyolu galaksimizdeki yıldızların büyük çoğunluğunu oluşturur ve genellikle düşük kütleleriyle bilinirler. Ancak, bu yıldızların yörüngesinde dev gaz devlerinin bulunması, önceki bilimsel varsayımlara göre oldukça nadir ve istisnaî bir durumdu. Çünkü, mevcut gezegen oluşumu teorileri, kırmızı cüce yıldızların, yüksek kütleli gaz gezegenleri barındırmak için elverişli ortamlar sunmadığını öne sürer. NASA’nın TESS (Geçiş Yapan Ötegezegen Araştırma Uydusu) tarafından ilk olarak tespit edilen ve Şili’deki Çok Büyük Teleskop (VLT) kullanılarak doğrulanan bu sistem, bilimsel düşünceleri köklü biçimde sarsan bir bulgu olarak öne çıkıyor. TOI-6894b, yıldızına oldukça yakın bir konumda bulunuyor ve Dünya’nın Güneş’e olan mesafesinin yalnızca dörtte biri kadar mesafede dönüyor. Ayrıca, yörüngesini tamamlaması yalnızca üç gün sürüyor. Bu özellikler, gezegen oluşum teorilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor ve astronomların, evrenin sırlarını daha derinlemesine anlaması için yeni sorular sormasına neden oluyor.
Gezegenler Hakkında Bilmediğimiz Çok Şey Var
Uzmanlar, TOI-6894b gibi büyük kütleli gaz gezegenlerinin, yıldızlarının çevresinde oluşmuş olma olasılığını, yıldızın etrafındaki maddelerin yavaş yavaş birikmesi ve gaz çekmesiyle açıklamaya çalışıyor. Ancak, şu ana kadar önerilen iki ana model — çekirdek birikimi ve disk kararsızlığı — bu sistemin oluşumunu tam anlamıyla açıklamakta yetersiz kalıyor. Warwick Üniversitesi ve University College London (UCL) gibi prestijli kurumların katkılarıyla gerçekleştirilen bu araştırma, galaksimizde dev gezegenlerin ne kadar yaygın olabileceğine dair yeni ipuçları sunuyor. Eğer küçük yıldızlar bile dev gaz gezegenleri barındırabiliyorsa, bu, Samanyolu’ndaki çeşitli ve karmaşık gezegen sistemlerinin sayısının tahmin edilenden çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
TOI-6894b’nin atmosfer detaylarının incelenmesi, gezegenin oluşum sürecini ve yapısını daha iyi anlamamıza olanak sağlayabilir. Bu keşif, gökbilimcileri yeni bilimsel sorularla karşı karşıya bırakmakla kalmayıp, evrenin nasıl ve neden bu şekilde çeşitli yapılarla dolu olduğunu anlamamızda yeni bir kapı aralıyor. Bu şaşırtıcı bulgu, evrenin gizemlerine dair bilgilerimizi genişletirken, aynı zamanda gezegen oluşumunun sınırlarını yeniden tanımlamaya zorluyor ve gökbilimi alanında devrim niteliğinde bir adım olarak görülüyor.