Hindistan’ın Ahmedabad kentinde trajik uçak kazası
Hindistan’ın Ahmedabad şehrinde gerçekleşen korkutucu bir olayda, Air India’ya ait bir yolcu uçağı kalkıştan hemen sonra bir bina ile çarpıştı. Olayda en az 260 kişi hayatını kaybetti ve yalnızca bir yolcu hayatta kaldı. Bu korkutucu kazanın, 2025 yılının ilk yarısında yaşanan birkaç ciddi havacılık felaketiyle birlikte gerçekleşmesi, endüstrinin güvenlik konularını yeniden gündeme getirdi.
2025’in ilk aylarında yaşanan diğer kazalar ve toplam ölü sayısı
Yılın ilk aylarında Washington’da bir American Airlines uçağı ile askeri helikopterin çarpışması sonucunda 67 kişi hayatını kaybetti. Mart ayında ise Karayipler’deki Roatán Adası açıklarında gerçekleşen uçak kazasında 13 kişi yaşamını yitirdi. Bu felaketler ile birlikte, 2025’in ilk altı ayında toplam uçak kazası ölü sayısı 460’a yükseldi. Bu veriler, havacılık sektöründe 2025 yılının oldukça zor ve endişe verici bir dönem olabileceğine işaret ediyor. Birkaç ardışık kazanın yaşanması, insanların aklında şu soruyu da uyandırıyor: Uçmak gerçekten daha mı tehlikeli hale geldi?
Uzman görüşleri ve havacılık güvenliği istatistikleri
Uzmanlar, bu sorunun karmaşık ve çok boyutlu olduğunu belirtiyor. Uçuş güvenliği verileri genellikle uzun zaman dilimleri bazında değerlendirilir. Bu nedenle, birkaç kazanın yaşanması istatistiksel bir dalgalanma olarak görülebilir. Almanya’daki önde gelen danışmanlık firması Jacdec’in kurucusu Jan-Arwed Richter, son yıllarda yıllık ölüm oranlarının yaklaşık 280 civarında olduğunu hatırlatırken, bu yıl özellikle haziran ayına kadar bu sayının neredeyse iki katına çıktığını vurguluyor. Eğer yılın geri kalanında da benzer kazalar olursa, 2025 yılı havacılık güvenliği açısından pek çok açıdan kötü bir yıl olarak kayıtlara geçebilir. Ancak, 2023 gibi yıllar, havacılıkta uzun vadede kayda değer derecede daha güvenli hale gelmiş olmanın göstergesidir. Bu da, birkaç kötü olayın tüm resmi temsil etmediğini ve zaman zaman yaşanan dalgalanmalara işaret ettiğini doğrular. İngiltere Hava Kazaları Araştırma Şubesi’nin 2024 yılına ilişkin yayımladığı rapor da, uzun vadede havacılık sektörünün giderek daha güvenli hale geldiğine dikkat çekiyor. Uçakla seyahat, toplu ulaşım biçimleri arasında en güvenilir olanlardan biri olmaya devam ediyor. Ancak, böyle büyük felaketler yaşandığında, insanların bu olaylara karşı duyduğu korku ve endişe de kolayca artabiliyor.
Kaza nedenleri ve ilk bulgular
Air India Flight 171 kazasıyla ilgili yürütülen soruşturma devam ediyor. Şu ana kadar elde edilen bilgiler, olayın birkaç farklı faktörün bir araya gelerek ortaya çıktığını ortaya koyuyor. Uçağın kalkış anında, tam dolu olan yakıt tanklarının ve sıcak hava koşullarının yanı sıra, teknik arıza olasılıkları da değerlendiriliyor. Nadir görülen çift motor arızası gibi olasılıkların da araştırıldığı belirtiliyor. Ayrıca, kalkış sırasında iniş takımlarının hâlâ açık olması ve kanat flaplarının kapalı kalması, uçağın yeterli kaldırma kuvvetini sağlayamamasına neden olmuş olabilir. Edith Conway Üniversitesi’nden havacılık uzmanı Murray Terwey, geçmişte benzer olaylarda bazı pilotların, flapları yanlışlıkla kapatıp iniş takımlarını açık bıraktığı kazaların yaşandığını hatırlatıyor. Kazanın kesin nedenleri, kara kutu verilerinin detaylı analizinden sonra netlik kazanacak. İlk bulgular, olayın tek bir hatadan çok, birden fazla unsurun zincirleme etkisi sonucu meydana geldiğine işaret ediyor. Bu nedenle, olayın detaylı soruşturması ve teknik incelemeler büyük önem taşıyor.