Milas’ın Beçin Kalesi, 14. yüzyılda Menteşeoğulları Beyliği’ne başkentlik yapmış olmasıyla tarih sahnesinde önemli bir konuma sahip. Milas Ovası’nı gören ve bu stratejik konumu sayesinde savunmada önemli bir rol üstlenen kale, günümüze ulaşan surları, hamamları, medreseleri ve camileriyle ziyaretçilere geçmişin izlerini sunuyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan yapı, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor ve çevresinde yürütülen kazılarla tarih aydınlatılmaya devam ediyor.
Beçin iç kalede sürdürülen çalışmalar sırasında, Menteşeoğulları dönemine ait olduğu düşünülen hamam çevresinde yürütülen kazılarda yeni buluntular ele geçirildi. Milas’taki çalışmaların başkanı olan Prof. Dr. Kadir Pektaş’ın başkanlığındaki ekip, 1,5 metre derinlikte toplam 12 adet kremasyon mezar ortaya çıkardı. Bu mezarların bulunduğu alan, hamamın doğu tarafında yer alıyor ve arkeoloji açısından Arkaik döneme ya da daha erken bir döneme ait olabileceği değerlendiriliyor. Seramik kaplar içinde küllerin konulduğu saklama çökeltileri gün yüzüne çıkarılırken, mezarların iç yüzeylerinde kullanılan teknikler merak uyandırıyor.
Kazılar, hamamın soğukluk kısmının doğu yönünde yapılırken, bazı odalar ve duvarlarla çevrili alanlar gün yüzüne çıkarıldı. Arkeologlar, iç kaledeki başka katmanlarda da benzeri buluntulara rastlandığını belirtiyor. Kremasyon mezarların Orta Asya’dan Avrupa ve Orta Doğu’ya uzanan geniş bir kültürde görüldüğüne dikkat çekiliyor; yaklaşık 3 bin yıllık bir zaman dilimine işaret eden bu uygulama, Beçin arkeolojisi açısından büyük bir önem taşıyor.
İlerleyen süreçte toprak örneklerinden yapılacak analizler neticeyi gösterecek. Prof. Pektaş, çalışmalar tamamlandığında seramikler ve buluntular üzerindeki tetkiklerin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti; şu aşamada kremasyon mezarların bulunduğu bu alanın Beçin’in tarihsel bağlamı için kilit bir ipucu olduğu değerlendiriliyor. Ayrıca, bölgedeki diğer katmanlarda da geçmişe ait işaretlerin süregeldiğini ifade ediyor.