İçsel karanlıkları ve distopik mesajları içeren bir yolculuk bu albüm; Şevket Akıncı’nın öncülüğünde, Camera Obscura ile kırılgan ama cesur bir ses manzarası sunuyor. Deneyimsel müziğin sınırlarında gezen bu proje, Volkan Ergen’in prodüksiyon eşliğinde yaklaşık bir buçuk yılda şekillendi ve dinleyiciyi sesin en derin katmanlarına götürecek bir atmosfer kuruyor. Gitar, beste ve eğitmenlik alanında uzun zamandır sahnelerin içinden gelen Şevket, dinleyiciyle kurduğu bağı daha da kuvvetlendirirken, eserinin ruhi sponsorları arasında Brian Eno’dan György Ligeti’ye kadar uzanan geniş bir referans yelpazesine işaret ediyor.

Bir sonraki bölümde Dalgakıran topluluğu, Nazik İsyanımızla sert bir direnişi armonilere dönüştürüyor. Grup üyelerinin enerjisi, doksanlı yılların dinamik ruhunu taşıyan bir dokunuşla birleşiyor ve bu birleşimde öfke ile duygusallık iç içe geçiyor. Tunca Baran Bütün’ün vokal ve söz yazarlığında öne çıkan performanslarıyla Canberk Alıcı, Deniz Gezgin ve Umut Caner Kuzu, dinleyiciyi anında içine çekiyor; her parçada geleneksel tınılardan uzaklaşan, ancak modern müzik akımlarını da diri tutan bir dil geliştiriyorlar. Çok katmanlı bir tınısı olan bu albüm, melodi ile kontrastı aynı anda hissettirirken, dinleyiciyi uzun ve düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor. The art of sound becomes a narrative, not just a collection of tracks.














