İstanbul’un önemli tematik festivallerinden biri olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, bu yıl “Herkes İçin Adalet” temasıyla sinema ile kamusal tartışmayı yeniden canlandırıyor. Adalet fikrinin yalnızca hukukun alanı olmadığını, yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, çatışmalar ve toplumsal eşitsizlikler gibi geniş bir alana yayıldığını gösteren festival, seçkisi ve VisionIST panelleriyle izleyicileri düşünmeye ve yüzleşmeye davet ediyor.
Festival Başkanı Prof. Dr. Bengi Semerci ve Program Direktörü Alin Taşçıyan’ın yönlendirdiği program, filmlerden akademik oturumlara, Filistin ve savaş temalı özel bölümlere kadar toplumsal vicdanı canlı tutmayı hedefliyor. Festival temasının “Herkes İçin Adalet” olması sizin için ne ifade ediyor? Bu tema, adaletin tek başına bir mülkiyet olmadığını hatırlatırken, adaletsizliğin maruz kaldığı ötekilerin sesini duyurma görevinin her bireyin sorumluluğunda olduğunu vurguluyor.
Yaşam Hakkı temalı akademik program ve VisionIST panelleri, sinema ile hukuk, psikoloji ve sosyoloji gibi alanları bir araya getirerek izleyiciyi nasıl dönüştürmeyi hedefliyor? Kültür, sanat ve bilim birbirini besleyen alanlar olarak görülüyor; konuşma, tartışma ve fikir üretimi bu süreçte kilit rol oynuyor. Bu yaklaşım, gençlerin değişime açık zihinleriyle birlikte ilerleyerek toplumda kalıcı bir dönüşüm yaratma yolunda bir platform sunuyor.
Altın Terazi yarışmasında adalet ve insan hakları temalarını işleyen filmler ön planda. Bu yıl hangi yönetmen veya yapıtlar özellikle dikkat çekiyor? Seçim, temaya uygunluk ve sinemanın sanat yönünü aynı anda gözeten filmler üzerinden yapılıyor. 10 yarışma filmi içinde öne çıkacak tek bir yapıt olmayabilir; nihai karar izleyiciye aittir ve jüri, her eserin kendi etkisini değerlendiriyor.
Gelecek yıllara dair planlarınız neler? “Herkes İçin Adalet” vizyonunun genişletilmesi için hangi adımlar var? Malî güçlükler ve küresel zorluklar nedeniyle bağımsız festivaller için sürdürülebilirlik önemli bir konu. 16. yıl hedefleri arasında, temayı koruyarak uluslararası iş birliklerini güçlendirmek ve gençlerin katılımını artırmak bulunuyor. Adaletin herkes için gerekli olduğuna inanan toplulukların festivalin dışında da büyüyüp katılımını sağlamayı amaçlıyoruz.
Filistin ile dayanışma ve bölgesel temalar bu yıl nasıl öne çıkıyor? Filistin’e dair içerikler, Zamanın İzleri bölümünde yer alıyor ve Rashid Masharawi’nin katılımıyla sahneleniyor. Ayrıca Ukrayna ve diğer bölgelerden gelen filmler, bölgesel çatışmaların insan hikayelerini öne çıkarıyor. Bu çeşitlilik, izleyiciye geniş bir adalet yelpazesini aktarıyor ve eleştirel düşünceyi tetikliyor.
VisionIST tartışmaları ve panel programları nasıl erişilebilir kılınıyor? YouTube üzerinden yayınlanan oturumlar, daha geniş kitlelere ulaşmayı ve bilgi akışını güçlendirmeyi hedefliyor. Bu sayede izleyicilerin, sinemacılar ile uzmanlardan doğrudan edinilen bilgiyle desteklenen, derinleşen bir öğrenme deneyimi yaşaması amaçlanıyor.
Film seçiminde hangi ölçütler belirleyici oluyor? İzleyiciyi nasıl daha fazla bağlam içinde hareketlendirmeyi planlıyorsunuz? Program direktörü Alin Taşçıyan’a göre, her filmin adalet ve insan hakları temalarını doğru yansıtması, evrensel ilkelere uygun olması ve eleştirel düşünceye açık olması temel kriterler arasında. İzleyici için unutulmaz bir deneyim yaratmak ve filmlerin düşündürmesini, ilham vermesini ve en önemlisi cesaretlendirmesini sağlamak öncelik taşıyor.













