Cannes Film Festivali’nde Türkiye Prömiyerleri
Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan Miguel Gomes‘in Grand Tour adlı filmi; En İyi Senaryo ödülüne sahip Colin Fargeat imzalı The Substance; Jüri Büyük Ödülü’nün sahibi Payal Kapadia yönetmenliğindeki All We Imagine as Light; Jüri Özel Ödülü’nü kazanan Mohammad Rasoulof‘un yönettiği The Seed of the Sacred Fig; ve Altın Palmiye için yarışan Ali Abbasi yönetmenliğindeki The Apprentice ile Christophe Honoré‘nin imzasını taşıyan Marcello Mio ve Paolo Sorrentino‘nun yeni filmi Parthenope Türkiye prömiyerlerini Ayvalık’ta gerçekleştirecek.
Grand Tour
Ünlü Portekizli yönetmen Miguel Gomes, Grand Tour ile sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. Film, 1918 yılında nişanlısı Molly’den kaçan Edward’ın Asya turuna çıkma hikayesini anlatıyor. Molly’nin, Edward’ı aramak için aynı tura katılmasıyla, iki karakterin farklı deneyimlerini bir araya getiren etkileyici bir anlatım sunuyor. Tamamen siyah beyaz çekilen film, güçlü sinematografisi ile dönemin ruhunu ustalıkla yansıtıyor. Başrolde Gonçalo Waddington‘a Crista Alfaiate ve Teresa Madruga eşlik ediyor.
The Substance
Colin Fargeat’ın yönettiği The Substance, kadınların güzellik ve gençlik algısının üzerlerinde yarattığı baskıyı derinlemesine ele alıyor. Eski bir oyuncunun, bu baskıdan kaçış yolu olarak daha genç bir versiyonunu yaratacak bir ürünü kullanmaya karar vermesiyle başlayan hikaye, yaş ve cinsiyet ayrımcılığına ışık tutuyor. Başrollerde Demi Moore ve Margaret Qualley‘nin etkileyici performansları dikkat çekiyor. Fargeat, 2017 yılında çektiği gerilim öğeleriyle dolu Revenge filminden sonra, The Substance ile kadınların maruz kaldığı baskıyı sert bir sinematografik dille eleştiriyor.
All We Imagine as Light
Cannes Film Festivali’nde 30 yıl aradan sonra ana yarışmada yer alan ilk Hintli kadın yönetmen Payal Kapadia‘nın eseri All We Imagine as Light, Bombay’daki üç hemşirenin hayatlarına dokunaklı bir bakış sunuyor. Prabha, sevgilisiyle görüşme yolları arayan Anu ve evinden tahliye edilmek üzere olan Parvaty’nin hikayeleri, Mumbai’nin karmaşasını yansıtıyor. Kani Kusruti, Divya Prabha ve Chhaya Kadam tarafından canlandırılan bu üç kadın, görünmedikleri bu şehirde dayanışma ile var olmaya çalışıyor.
The Seed of the Sacred Fig
Kendi ülkesinde uzun bir hapis cezasına çarptırılan ve yurt dışına kaçmak zorunda kalan Mohammad Rasoulof‘un yönettiği The Seed of the Sacred Fig, tamamen gerçek olaylara dayanan bir yapıma dönüşüyor. Rasoulof, Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nde soruşturma yapan bir yargıç ve ailesi üzerinden bir İran mikrokozmosu yaratıyor. Film, İran teokrasisinin ve kadın düşmanlığının yanı sıra, ülkedeki ayrıcalıklı sınıflar arasındaki bölünmeyi ve suç ortaklığını da gözler önüne seriyor. Başrollerde Soheila Golestani ve Missagh Zareh yer alıyor.
Parthenope
Usta yönetmen Paolo Sorrentino, 2021 yılında çektiği The Hand of God‘ın ardından Parthenope ile memleketi Napoli’ye dönüyor. Film, adını şehrin tarihiyle bağlantılı mitolojik bir sirenden alıyor ve Sorrentino’nun kadınları merkeze alan ilk yapımı olma özelliğini taşıyor. Bu filmde kadınların yaratılan güzellik ve gençlik mitinin üstesinden gelmek için verdikleri mücadele anlatılıyor. Parthenope karakterini Celeste Dalla Porta canlandırırken, ünlü aktör Gary Oldman da alkolik yazar John Cheever rolünde küçük ama unutulmaz bir performans sergiliyor.
The Apprentice
Sinemaseverlerin aşina olduğu Ali Abbasi, yeni filmi The Apprentice ile Donald Trump’ın gençlik yıllarını ve bugünkü gücüne ulaşma yolundaki hikayesini anlatıyor. New York Times’ın en çok satanlar listesine giren kitabının yazarı Gabriel Sherman‘ın kaleme aldığı bu biyografik filmde Trump’ı Sebastian Stan canlandırıyor. Filmde, Trump’ın kariyerinde büyük rol oynayan acımasız avukat Roy Cohn‘u ise Jeremy Strong başarılı bir şekilde canlandırıyor.
Marcello Mio
Fransız sinemacı Christophe Honoré‘nin yönettiği Marcello Mio, yüksek komedi unsurları barındıran kişisel bir Marcello Mastroianni anmasıdır. Filmde, festivalin ilk yılında gösterilen Başkalarının Çocukları ile hatırlanacak Chiara Mastroianni başrolde yer alıyor. Ebeveynlerinin efsanevi kişiliklerinin gölgesinde var olma mücadelesini işleyen filmde, Chiara Mastroianni, yaşadığı benlik bunalımını babasının karakteri ve görünümüne bürünen bir kadın olarak yansıtıyor. Catherine Deneuve, Melvil Poupaud ve Benjamin Biolay gibi isimler de filmde kendilerine hayat veriyor.
Festival, 17 Eylül’de Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro’da düzenlenecek açılış gecesiyle başlayacak. Gösterimler bu yıl Ayvalık Belediyesi Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi, Fabrika Ayvalık, ASKEV Sera, İsmet İnönü Kültür Merkezi ve Kırlangıç Ayvalık’ta gerçekleştirilecek.