Piramid Sanat, fotoğraf sanatçısı Uwe Ommer’in “Retrospektif” başlıklı sergisiyle yeni sanat sezonuna merhaba dedi. Bu özel serginin küratörlüğünü Cüneyt Ayral ve Dilara Kutay üstlenirken, Ommer’in 62 yıllık sanat yolculuğu sanatseverlerle buluştu. Serginin açılışında 81 yaşındaki sanatçı Uwe Ommer’in yanı sıra birçok sanatsever de yer aldı. Sergi, 15 Aralık’a kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
ARŞİV NİTELİĞİ
Uwe Ommer, sanat yolculuğunda kıtaları, kültürleri ve insanları mercek altına alarak izleyicilere estetik bir deneyim sunmanın ötesinde, dünyadaki farklı sosyal yapıları, yerel dinamikleri ve kültürlerin özünü belgeliyor. Ommer’in sanatı, çağdaş dünyanın karmaşıklığını yansıtan önemli bir görsel arşiv niteliği taşıyor. Serginin küratörü Cüneyt Ayral, “Retrospektif” sergisinin kendisinin küratörlüğünü üstlendiği son sergi olduğunu belirterek, “bayrağı” küçük kızı Dilara Kutay’a devrettiğini ifade etti. Ayral ile bu önemli sergiyi ve Ommer’in sanatını konuştuk.
Sizin Uwe Ommer fotoğraflarıyla ilk tanışıklığınız nasıl başladı? Neler düşündünüz hakkında?
Ankara’da 1977 yılında AFSAD-Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’ni kurduğumuzda, eğitim için kitaplara ihtiyaç duyuyorduk. O yıllarda yabancı kitapları bulmak ve temin etmek oldukça zordu. İstanbul’da bulunan bilimsel eserler satan bir kitapçıya gittim ve bütçemin elverdiği bir reklam fotoğrafı kitabı satın aldım. O kitap, Uwe Ommer’in eserlerinden oluşuyordu ve içindeki kaliteli reklam fotoğrafları beni etkiledi. Sanatçının adıyla ilk kez o zaman tanıştım. 2004 yılında Paris’te yaşarken bir arkadaşım akşam yemeğine davet etti, o yemekte Uwe Ommer de vardı. O günden sonra dostluğumuz hiç bitmedi.
‘BU GÖZLE BAKILMALI’
Ommer’in fotoğraflarında erotizm de öne çıkan kavramlardan, sanatçının konuyu ele alış biçimi hakkında neler söylemek istersiniz?
Paris’te ve Roma’da dolaşırken gördüğünüz heykellerin çoğu çıplaktır; onlara bakarken erotizmi düşünmezsiniz. Bir dönemin insanlarının vücutlarının nasıl olduğuna odaklanırsınız. Bence Uwe Ommer’in çıplaklarına da bu perspektiften bakmakta fayda var.
Sergiyi izlemek isteyenler için bir mesajınız olur mu?
Bu sergi, bir fotoğraf sanatçısının gelişimini ve belgeciliğin önemini gözler önüne seriyor. Sanat kaygısının asla göz ardı edilmediğini gösteriyor. Bu yönüyle önemli bir sergi. Fotoğrafçılar için ise bu işin teknik boyutunun nasıl değerlendirildiği konusunda önemli bilgiler sunuyor. Dijital fotoğrafçılığın sunduğu sonsuz olanakları da sergiliyor.
RETROSPEKTİF…
Sergide yer alan fotoğrafların seçimi nasıl yapıldı? Sanatçı sergilenecek fotoğrafları kendisi mi seçti?
Sergi bir retrospektif niteliği taşıdığı için, sanatçının tüm gelişimini yansıtması gerekiyordu. Yaklaşık dört bin fotoğrafı tarayarak 100 fotoğraf seçtim, sanatçı bu seçimlerime hiç müdahale etmedi. Seçtiğim 100 fotoğraftan 80 tanesini sergileyebildik.
Fotoğraf serilerinin arkasında sizi çok etkileyen hikâyeler var mı? Hangileri, neden?
Uwe Ommer’in tüm fotoğraflarının arkasında derin hikâyeler vardır. Ancak, “1000 Aile” ve “Aileler ile Ergen Çocukları” dizileri benim için çok değerlidir. Bu diziler, bugünü yarınlara taşıyacak önemli belgeler niteliğindedir. “1000 Aile” dizisi için dünyayı gezip binlerce ailenin fotoğraflarını çekmiş olması son derece kıymetli. “Aileler ve Ergenler” dizisinde ise ergenlerin röportajları mevcut; bu da onların dünya hakkındaki düşüncelerini ortaya koyuyor. Bu iki dizinin de kitapları bulunuyor ve mutlaka incelenmesi gereken eserlerdir. Ayrıca, “Do it your self” dizisi de kendi başına önemli bir değere sahiptir.