Oğuz Atay, 12 Ekim 1934’te Kastamonu’da dünyaya gelmiş ve Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak hafızalarda yer etmiştir. Hem roman hem de hikaye yazarı olarak eserlerini kaleme almış olan Atay, edebi kariyerine güçlü bir başlangıç yapmıştır. İlköğretim ve lise eğitimini Ankara’da tamamlayarak, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden 1957 yılında mezun olmuştur. Üniversite yılları boyunca edebiyat çevreleri ile tanışması, onun edebi kimliğini şekillendiren önemli bir süreç olmuştur.
Oğuz Atay, özellikle Ferit Edgü, Demir Özlü, Hilmi Yavuz ve Onat Kutlar gibi dönemin önde gelen yazarları ile Beyoğlu’ndaki ünlü Baylan Pastanesi’nde bir araya gelerek edebi tartışmalara katılmış ve fikir alışverişinde bulunmuştur. 1957’de askere giden Atay, 1961 yılında modacı Fikriye Fatma Gürbüz ile evlenmiş ve 1962 yılında kızı Özge’yi dünyaya getirmiştir.
1960’larda edebiyat alanında önemli adımlar atan Oğuz Atay, 1970’te yayımlanan “Tutunamayanlar” adlı romanı ile büyük bir başarı elde etmiş ve bu eseriyle “Başarı Ödülü” kazanmıştır. Atay’ın eserleri, toplumsal değişim, aydınlar, bireysel kimlik ve varoluşsal sorunlar gibi derin konuları irdeleyerek okuyucunun düşünce dünyasını zenginleştirmiştir. Yazarın, Rus edebiyatı ve özellikle Fyodor Dostoyevski’den etkilendiği, psikanaliz, alay ve hiciv gibi post-modern teknikleri ustalıkla kullanarak insanın iç dünyasını ve toplumsal yapıyı sorguladığı dikkate değerdir.
Oğuz Atay, edebiyat dünyasında derin izler bırakmasına rağmen, yaşadığı dönemde yeterince takdir edilmemiştir. Yazar Necip Tosun, Atay’ın döneminde göz ardı edildiğini ve “Tutunamayanlar” kitabının Türk edebiyatında adeta sessizliğe gömüldüğünü ifade etmiştir. Eserleri, özellikle birey, toplum ve devlet ilişkileri üzerine yazdığı “Türkiye’nin Ruhu” gibi projelerle Türk kültürünü anlamaya yönelik önemli katkılar sunmuştur.
1974 yılında sanat muhabiri Pakize Kutlu ile evlenmiş, 1975 yılında doçent unvanını almıştır. Ancak, 1976 yılında beyninde çıkan bir tümör nedeniyle Londra’da tedavi görmüş ve 13 Aralık 1977’de hayata veda etmiştir. Oğuz Atay, İstanbul’daki Edirnekapı Şehitliği’nde annesinin yanına defnedilmiştir.
Bugün, Oğuz Atay’ın eserleri Türk edebiyatı için büyük bir öneme sahip olup, zamanla hak ettiği değeri bulmuştur. Ölümünün 47. yılında, edebiyat dünyasında bıraktığı kalıcı izlerle anılmakta ve etkisi hala hissedilmektedir.