ABD Hükümeti, Beyin Nakli Araştırmalarına Destek Veriyor
Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, ölümle mücadele etmeyi amaçlayan oldukça iddialı bir beyin nakli araştırmasına finansal destek sağlıyor. Genetikçi Dr. Jean Hébert’in liderliğindeki ekip, hasar görmüş veya yaşlanan beyin hücrelerini insan embriyosundan elde edilen dokuyla değiştirmeyi hedefleyen bir ameliyat geliştirmek için 110 milyon dolarlık Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) hibesi aldı.
Bu yenilikçi prosedür, hasta beyin dokusunun laboratuvar ortamında yetiştirilen “nöronal” kök hücrelerle onarılmasını içeriyor. Şu anda fareler üzerinde umut verici sonuçlar elde edilmesi, araştırmanın ciddiyetini artırıyor. Kök hücreler, vücudun her yerindeki hücrelere dönüşme yeteneğine sahip, “boş, şekil değiştiren” hücrelerdir. Döllenmiş bir yumurtanın büyüyüp karmaşık bir insana dönüşmesinde bu hücrelerin önemli rolü vardır ve insan embriyolarında bol miktarda bulunurlar. Dr. Hébert’in geliştirdiği bu yeni yaklaşım, bu tür hücreleri kullanarak beyin onarımlarında devrim yaratmayı amaçlıyor.
Bu çalışmayı değerlendiren bazı araştırmacılar, yaşlanmanın doğasını anlamaya yönelik bir çaba olmadığını vurgulayarak, girişimin ilginç ve etkileyici olduğunu belirtiyor. Ancak, bazıları bu yöntemi genel kullanım için oldukça radikal ve tartışmalı buluyor. Projenin kamuoyunda aldığı tepkiler arasında “şeytanca” gibi renkli ifadeler de yer alıyor. Resmi olarak “işlevsel beyin dokusu değişimi” olarak adlandırılan bu girişim, geçtiğimiz yıl farelerde ilk olumlu sonuçlarını almayı başardı.
Denemelerden elde edilen bulgular, insan denemelerine geçmeden önce primatlar üzerinde testler yapma aşamasına gelindiğini gösteriyor. Bioengineering dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, beyin lezyonları bulunan laboratuvar farelerine, bilim insanları tarafından yaşlanan beyinlerine fare kök hücreleri enjekte edildi. Kök hücreler, embriyolardan izole edilerek, vitaminler, amino asitler, glikoz ve tuzlar içeren bir besin karışımıyla dolu petri kaplarında büyütüldü.
Ekip, laboratuvar ortamında yetiştirilen hücreleri, hücre büyümesini destekleyen bileşenlerden oluşan ve Matrigel Matrix olarak bilinen protein bazlı bir destek jeli ile dikkatlice katmanlandırdı. Dr. Hébert’in fareler üzerindeki ön denemeleri, aşılanan donör beyin hücrelerinin “elektrofizyolojik olarak aktif” hale geldiğini ve farelerin beyinleriyle iletişim kurmaya başladıklarını gösterdi. Hatta, nakilden sonraki bir ay içinde görsel uyaranlara yanıt verme yeteneği kazandıkları gözlemlendi.
Dr. Hébert ve ekibinin araştırmalarında elde edilen bulgulara göre, nakledilen genç hücreler hızla olgunlaşarak, beyindeki yeni işlevlerini yerine getirmeye hazır hale geldi ve ek bir çalışmaya ihtiyaç duymadan işlevsel bir biçimde beyin ağına entegre oldular. Sonraki testlerde fareler üzerine yapılan elektrot çalışmalarına dayanarak, bu hücrelerin duyusal girdilere de yanıt verdiği tespit edildi.
Dr. Hébert’in başarılı bulguları, bu yıl Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin (NIH) dikkatini çekti ve bu yeni programın, körler için göz nakli, kanser hücrelerindeki genetik evrimi tahmin etme ve radikal yeni iç mekan hava filtreleri gibi diğer önemli araştırmalarla birlikte yürütülmesini sağladı.