Antalya Müzesi: Kültürel Mirasın Korunması
Antalya Müzesi, Arkeoloji ve Tarih Müzesi olarak da bilinen bu önemli yapı, Anadolu’nun kültürel izlerini yansıtan Likya, Pamfilya ve Pisidya bölgelerine ait eserleri sergilemektedir. Müze, iki katlı on dört sergi salonuna sahip olup, açık hava galerisi niteliğindeki bahçesi ile ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Türkiye’deki ilk müze binası olma özelliği taşıyan bu yapının yıkılması planlanmakta ve yerine 2.5 milyar TL değerinde yeni bir projenin uygulanması gündeme gelmektedir. Bu durum, Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA) tarafından itiraz edilmiştir.
ANKA, yıkılmak istenen Antalya Müzesi’nin kısmen korunarak kullanımına dair talepte bulunmak üzere Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na (AKVKBK) başvuruda bulunmuştur. Yapılan yazılı açıklamada, 1964 yılında mimarlar Doğan Tekeli, Metin Hepgüler ve Sami Sisa tarafından tasarlanan, 1972’de inşa edilen ve 1988’de Avrupa Konseyi Özel Ödülü’ne layık görülen müzenin, yalnızca mimari açıdan değil, toplumsal bellek açısından da büyük bir öneme sahip olduğu vurgulanmıştır.
Açıklamada yer alan ifadelerden bazıları: “Yıllardır Antalyalıların ve ziyaretçilerin anılarında yer etmiş bu yapının yıkılması, kentimizin kimliğine vurulacak büyük bir darbedir. Kentler için hafıza mekânları, geçmişle gelecek arasında köprü kuran, toplumsal bağları güçlendiren ve aidiyet duygusunu pekiştiren hayati unsurlardır. Antalya Müzesi de bu anlamda şehrimiz için vazgeçilmez bir hafıza mekânıdır.”
Antalya Kültürel Miras Derneği, ayrıca Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkımının durdurulması ve yapının kısmen korunarak yeniden kullanılması için kentteki sivil toplum kuruluşları ile birlikte UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, ICOMOS Türkiye ve DOCOMOMO Türkiye’ye destek çağrısında bulunmuştur. Özellikle Perge’de bulunan Roma dönemi eserleri ve müze kurtarma kazılarından elde edilen buluntularla Antalya Müzesi, dünyanın en değerli müzeleri arasında yer almaktadır. Müze, 1988 yılında “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi” ödülüne de değer görülmüştür.
Uzmanların Görüşleri
Doğan Tekeli (Mimar): “Antalya Müzesi, 1963-1964 yıllarında Bayındırlık Bakanlığı’nın açtığı proje yarışmasında ekibim ile birlikte birinci olmuştu. Projemiz oldukça farklıydı ve yapılması titizlik gerektiriyordu; ancak Bayındırlık Bakanlığı, mimarlara mesleki kontrollük hizmeti yaptırmak istemedi. Tasarruf nedeniyle, inşaat Bayındırlık müdürlüklerindeki teknik elemanlarca yürütüldü. Sonuç olarak, bir ustanın kötü çalınmış notası gibi oldu. Ancak yapı restore edilebilirdi. Restorasyon, belli bir hassasiyetle yapılmalı ve yıkım yerine onarım tercih edilmelidir. Hızlı uygulamalar yerine, koruma öncelikli olmalıdır.”
Aykut Köksal (Mimar): “Cumhuriyet tarihi açısından önemli bir yapıdır. 1960’lı yıllarda bir yarışma sonucunda ortaya çıkan proje, müzecilik tarihi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Bayındırlık Bakanlığı’nın açtığı ‘Antalya Bölge Müzesi Mimari Proje Yarışması’nda, Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler’in projeleri birinci seçilmiştir. O dönemdeki yarışma, Türkiye’nin mimarlık alanında önemli bir gelişim sürecini temsil etmektedir. Yarışmaya katılan projelere bakıldığında, çağdaş Türk mimarlığının önemli isimlerinin yer aldığını görmekteyiz. 1970’lerde açılan bu müze, korunması gereken bir mirastır.”