Avustralya’nın Victoria Eyaletinde Yıkıcı Orman Yangını ve Toplu Koala İtlafı
Avustralya’nın güneydoğusundaki Victoria eyaletinde gerçekleşen ve büyük yıkım yaratan büyük orman yangınlarının ardından, yetkililerin aldığı karar kamuoyunda geniş çapta tartışma ve tepki uyandırdı. Eyalet hükümeti, yangından etkilenen yüzlerce koalayı kurtarmak amacıyla, havadan helikopterler aracılığıyla, keskin nişancılar tarafından hayvanların insani şekilde öldürülmesine karar verdi. Bu uygulama, hayvanların acı çekmesini önlemek ve onların yaşam kalitesini korumak adına alınmış bir önlem olarak gösterildi, ancak toplumun büyük bir kısmı tarafından etik ve insani bulunmadı.
Yangın ve Hayvanlara Yönelik Müdahale
Yıldırım düşmesi sonucu başlayan ve Mart ayından itibaren geniş alanlara yayılan orman yangını, özellikle Budj Bim Ulusal Parkı’nda yaklaşık 600 ila 700 koalanın yaşamını tehdit etti. Yetkililer, yangının ardından hayvanların büyük kısmının ciddi yanıklar, duman zehirlenmesi ve toksik yangın geciktiricilere maruz kalarak hayatlarını kaybettiğini veya ciddi şekilde yaralandığını belirtti. Hayatta kalan koalaların ise, yaşadıkları çevrenin yok olması ve yiyecek kaynaklarının kısıtlılığı nedeniyle, yavaş ve acı verici bir ölümle karşı karşıya kalacakları endişesi taşıdılar. Victoria Eyalet Biyoçeşitlilik Sorumlusu James Todd, durumu şöyle açıkladı: “Yangının doğrudan etkileri, devam eden kuraklık ve yetersiz beslenme koşullarıyla birleşince, birçok hayvanın sağlığı ciddi biçimde bozuldu ve hayatta kalma şansı azaldı. Bu koşullarda, hayvanlara acısız bir son vermek kaçınılmaz hale geldi.”
Toplum ve Çevreci Kuruluşların Tepkisi
Ancak, havadan gerçekleştirilen bu müdahalenin doğası ve geniş çapta yapılan hayvan katliamı, çevreciler ve hayvan hakları savunucuları tarafından büyük tepkilere yol açtı. Humane Society International’dan Evan Quartermain, konuya ilişkin yaptığı açıklamada: “Budj Bim Milli Parkı’na yapılan bu müdahale, hem genişliği hem de gerekçeleri açısından ciddi endişeler doğuruyor. Yangın sonrası hayvan refahını koruma adına alınan kararlarda, insani çözümler ve uzman gözetimi tercih edilmelidir. Havadan hayvanlara ateş edilmesi, yaban hayatına yönelik kabul edilemez bir uygulamadır” dedi. Quartermain, ayrıca, “Uzmanlar ve kurtarma ekipleri, yangından sağ kurtulan koalaları daha bilinçli ve insani şartlarda değerlendirebilirdi. Bu hayvanlar, büyük mücadeleler vererek hayatta kalan gerçek savaşçılardır” ifadelerini kullandı.
Eleştiriler ve Şeffaflık Konusu
Eleştiriler, özellikle bu büyük ölçekli müdahalenin karar alma süreçlerindeki şeffaflık eksikliğine odaklandı. Friends of the Earth Melbourne gibi çevreci örgütler, daha önceki büyük yangınlarda aynı müdahalelerin uygulanmadığını ve bu kararın tutarsızlık içerdiğini dile getirdi. Ayrıca, bölgedeki koala nüfusunun aşırı artışını ve bunun çevre kirliliği ve mavi sakız ağaçlarının yoğun kesimiyle bağlantılı olduğunu belirten çevreciler, bu müdahalenin aslında sorunun kökenine inmek yerine yüzeysel ve geçici bir çözüm olduğunu iddia etti. Bu müdahalenin, kamuoyunda ve politik arenada ciddi tartışmalara yol açtığı ve birçok kişinin etik değerlerle çeliştiği vurgulandı.
Destek ve Savunmalar
Öte yandan, bazı uzmanlar ve yetkililer, alınan kararın doğru ve insancıl olduğunu savundu. Deakin Üniversitesi’nden doçent ve koala uzmanı Desley Whisson, geçmişte hükümet politikalarını eleştirse de bu seferki toplu itlaf kararını destekledi. Whisson, LinkedIn’de yaptığı açıklamada: “Yapılan incelemelerde, çoğu yanık ve yaralanmış koalanın, ulaşılması zor bölgelerde, yanmış ağaçların üst dallarında saklandığını gösterdi. Bu alanlar, lav akıntılarının ve hala yanan bölgelerin içinde yer alıyordu. Ne yapabilirdik? Bu hayvanların nasıl öleceğini seçmek zorunda kaldık. Açlık, solunum problemleri, zehirlenme veya yanıklar… Bu hayvanların acı çekmeden, hızlı bir şekilde sonlanması adına uzman nişancılar devreye sokuldu” ifadelerini kullandı. Whisson, bu kararın, siyasi maliyetleri ve halk tepkisi göz önüne alındığında zor bir tercih olduğunu, ancak merhametli bir eylem olduğunu vurguladı. Sözlerinin sonunda ise, “Gelecekte benzer durumlarda daha doğru kararların alınmasını engelleyebilecek bu olumsuz tepki, maalesef, yetkililerin hayvan refahını gözeten doğru adımlar atmasını zorlaştırabilir” diye ekledi.