18 Eylül 1968 tarihinde Sovyetler Birliği, uzay araştırmaları tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Zond 5 uzay aracını başarıyla Ay’ın yörüngesine göndermeyi başardı. Bu olay, insanlık tarihinde ilk kez bir nesnenin Ay’ın etrafında dolandığı ve Dünya’ya geri döndüğü an olarak kayıtlara geçti. Ancak, bu başarının detayları ve önemi, genellikle göz ardı edilir çünkü Zond 5, insan taşımayan bir uzay aracıydı. Onun yerine, bu görevde iki kaplumbağa, uzayda hayatta kalma yeteneklerini test etmek üzere, zorlu koşullara dayanıklı olarak seçilmişlerdi. Bu kaplumbağalar, aslında bir anlamda insanlık tarihine ayak basmadan önce, yaşamın sınırlarını zorlayan deneylerin en cesur temsilcileri oldular.
Yarışta beklenmedik bir şekilde, bu kaplumbağalar, masaldaki tavşanı geçerek yarışın galibi oldular. Evet, şaşırtıcı bir şekilde, Ay yolculuğunda da insanoğlunun önünde adeta bir adım önde giderek, Ay’a ulaşan ilk canlılar olmayı başardılar. Zond 5 görevi, Sovyetler Birliği’nin insanlı Ay yolculukları öncesinde, uzayda canlıların hayatta kalma ve dayanıklılık sınırlarını ölçmek amacıyla gerçekleştirildi. Uzay aracının Ay’ın çevresinde bir tur atıp Dünya’ya geri dönüşü, başarılı bir inişle sonuçlandı ve Hint Okyanusu’na sağ salim indi. Kapsül içerisindeki kaplumbağalar, bu zorlu ve bilinmeyen koşullarda, fiziksel ve psikolojik açıdan büyük bir sınava tabi tutuldu. Yolculuk sırasında, kilo kaybı gibi birkaç olumsuzluk yaşansa da, genel sağlık durumlarının oldukça iyi olduğu gözlemlendi ve bu, uzayda yaşamın sürdürülebilirliği açısından önemli bir veriydi.
Neden kaplumbağa seçildi? Bu sorunun cevabı, bilim insanlarının uzay araştırmalarında hayvanları denek olarak kullanma konusundaki tercihleriyle yakından ilgilidir. Kaplumbağaların, uzun süre açlık ve susuzluk koşullarına dayanıklılığı, küçük boyutları ve sakin yapıları, onları uzay yolculukları için ideal denekler haline getirdi. Ayrıca, bu hayvanların düşük metabolizma hızları, yerçekimsiz ortamda ve yüksek radyasyon seviyeleriyle karşılaşan koşullarda stres seviyelerinin daha düşük olmasını sağladı. Bu nedenle, kaplumbağalar, yalnızca bir deney değil, aynı zamanda insanlık tarihindeki ilk uzayda hayatta kalan canlılar olma unvanını da kazandılar. Bu olgu, aslında insanlık için bir uyarı ve ilham kaynağıdır; çünkü yaşamın dayanıklılığı ve sınırları, bazen beklenmedik kahramanlar tarafından sınanır ve aşılır. Bu başarı, insanlığın Ay’a ulaşmak için yaptığı büyük yarışta, teknolojik gelişmeler kadar, hayvanların ve yaşamın dayanıklılık sınırlarının da önemli rol oynadığını gösterir.