Ayasofya’da Süregelen Restorasyon Çalışmaları ve Güncel Durum
Uzun süredir devam eden Ayasofya restorasyon çalışmaları, Türkiye’nin kültürel mirasının korunması adına büyük önem taşıyor. Son dönemde açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, tarihi yapının yaklaşık 1486 yıldır ve içinde yürütülen restorasyon ile güçlendirme faaliyetlerinin belirli bölümlerinin başarıyla tamamlandığını, kalan kısımlarda ise titizlikle çalışmaların sürdüğünü belirtti. Özellikle, ana kubbenin tarihindeki en kapsamlı ve detaylı restorasyonu başlatıldığı da vurgulandı. Bu gelişmeler, Ayasofya’nın korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir adım olarak görülüyor.
Uzmanlar ve Tarihçilerin Görüşleri
Geçmiş dönemlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda önemli görevler üstlenmiş olan Ertuğrul Günay, Ayasofya’nın restorasyonunun ve korunmasının ne denli kritik olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullanıyor: “Umarım bu onarım sürecinde siyasi tercihler öne çıkmaz ve tarihi yapıya zarar verilmeden, uzmanların rehberliğinde en uygun şekilde korunur.” Günay, Ayasofya’nın yeryüzünün en büyük ve en eski ibadethanelerinden biri olduğunu hatırlatarak, 1935te müzeye dönüştürülmesine rağmen insanların bireysel ibadet yapmasının önünde engel olmadığını da ekliyor. “Ancak, yakın zamanlarda siyasi kararlar neticesinde yeniden camiye çevrilmiş ve kısa sürede ciddi zararlar görmüştür,” diyor.
Koruma ve Restorasyonun Önemi
Günay, Ayasofya’nın sürekli bakım ve restorasyon gerektiren önemli bir yapı olduğunu belirtiyor. “İçinde uzun süre kalan ve yapı ile bütünleşmiş iskelenin kaldırılması veya yer değiştirilmesi gibi çalışmalar, yapı bütünlüğü açısından oldukça kritik,” diyen Günay, ayrıca şöyle devam ediyor: “Siyasal tercihler bu süreçte öne çıkarsa, uzmanların ve bilim insanlarının önerileri dikkate alınmadan hareket edilirse, yapı ciddi zarar görebilir. Bu nedenle, uluslararası sanat tarihçileri, arkeologlar ve alan uzmanlarının gözetiminde özenli çalışmalar yapılmalıdır.”
Kültürel Değer ve Koruma Anlayışı
Görüşüne başvurduğumuz ressam, sanat tarihçisi ve Gürol Sözen, Ayasofya’nın restorasyonunda dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında önemli bilgiler veriyor. “Her uzmanın işi değildir, uzmanlar ve bilim insanları yol gösterici olmalı,” diyen Sözen, 2011 yılında yayımladığı ve büyük boyutlu, özel fotoğraf ve detaylara sahip ‘Anadolu Topraklarında Mozaik’ adlı kitabını örnek gösteriyor. Bu eser, hem Türk hem de uluslararası alanda büyük ilgi görmüş ve çeşitli üniversitelerde tartışma konusu olmuştu. Sözen, özellikle Ayasofya’daki mozaiklerin ve kubbe süslemelerinin korunmasının ne denli önemli olduğunu vurguluyor: “Kubbede yer alan mozaikler, hattatlar ve sanatçılar tarafından dokunulmadan bırakılmıştı. Bu sanat eserleri, uygarlıklar arası hoşgörü ve kültürel zenginliğin simgeleri olarak korunmalı.”
Ayasofya’nın Tarihsel Geçmişi ve Geçmiş Dönem Müdürleri
Yapının geçmiş müdürlerinden Erdem Yücel, Ayasofya’nın tarihsel ve mimari özellikleri hakkında şu bilgileri paylaşıyor: “Kubbenin kuzeye baktığını ve rüzgârlara açık olduğunu fark ettim. Kurşun örtüsünün zaman zaman kırılması, içeride mozaik ve süslemelerin zarar görmesine neden oluyor. Bu nedenle, uzman kurşun ustalarının ve elektrikçilerin düzenli olarak görevlendirilmesi şart,” diyor. Ayrıca, “Yapının hem müze hem de ibadete açık olmaması gerektiğine inanıyorum. Ayasofya’nın tekrar müzeye dönmesi, hem koruma açısından hem de kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması adına en doğru karar olur,” diye ekliyor.