Dr. James Hardt, beyin dalgaları araştırmalarında öncü bir bilim insanı olarak, melekleri ve diğer doğaüstü varlıkları gördüğünü iddia eden bireylerin beyin taramalarında dikkat çekici ve benzersiz bir desen keşfettiğini öne sürüyor.
1980’lerden beri beyin dalgaları üzerinde çalışan Dr. Hardt, araştırmalarında sadece beyin dalgalarını analiz etmekle kalmayıp, aynı zamanda bireylerin beyinlerini nasıl daha etkili kullanabileceklerini öğretmek için beyinlerine sinyaller gönderdiğini ifade ediyor. Dr. Hardt, bir kişinin beyin merkezindeki aktivitelerin, arka bölgeden daha yüksek sinyaller verdiğinde ortaya çıkan özel bir “melek deseni” olduğunu iddia ediyor. Bu ilginç desen, doğaüstü varlıkları gördüğünü belirten insanlarda belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor.
Doktor, bu tür sinyalleri gözlemlediği bireylere “melekler ya da diğer doğaüstü varlıkları görüyor musun?” şeklinde sorular yönelttiğinde, insanların şaşırdığını ve bu durumu kimseyle paylaşmadıklarını belirtiyor. Bu durum, konuya olan ilginin artmasına ve merak uyandırmasına yol açıyor.
15 bin dolarlık “beyin eğiten” doktor olarak tanımlanan Dr. Hardt, 1980’lerden beri bireyleri kendi beyin dalgalarını kontrol etme konusunda eğittiğini vurguluyor. Verdiği eğitimlerde, beyin dalgası aktivitelerini ölçmek için kafa derisine yerleştirilen sensörler aracılığıyla, bireylere gerçek zamanlı geri bildirim sağlamak amacıyla nörogeri bildirim teknolojisi kullanılıyor. Bu geri bildirim, kişilerin beyin kalıplarını bilinçli bir şekilde nasıl düzenleyebileceklerini ve odaklanma ya da rahatlama gibi istenen durumları nasıl destekleyebileceklerini öğrenmelerine yardımcı oluyor.
Ancak, bu tür eğitimlerin maliyeti oldukça yüksek ve birçok iş insanı veya ünlü isim, daha kontrollü bir zihne sahip olabilmek için Dr. Hardt’a 15 bin dolar gibi yüksek ücretler ödüyor. Doktorun bu iddialarının ne kadar gerçekçi olduğu ise tartışma konusu. Bazı kişiler, daha fazla insanı çekmek amacıyla böyle iddialarda bulunduğunu düşünmekte. Ancak bu haber yayıldıktan sonra, gerçekten doğaüstü varlıkları gördüğünü düşünen insanların destek almak için doktorla iletişime geçebileceği öngörülüyor.
Ayrıca, bu durum başka bilim insanlarının da “doğaüstü varlıklar” konusundaki araştırmalarını derinleştirmelerine olanak tanıyabilir. Bu alandaki yeni çalışmalar, belki de insan zihninin gizemli yönlerini daha iyi anlamamıza katkı sağlayacaktır.