BÜYÜK EV ABLUKADA ‘DEFANSİF DİZAYN’ (OLMADI KAÇARIZ PLAKÇILIK / CAZ PLAK)
Küçük bir çevredeki mevcut etkilerini saymazsak, tam tamına 12 yıldır hayatımızda yer alan Büyük Ev Ablukada, müziğiyle dinleyicilerini büyülemeye devam ediyor. Şimdi, üçüncü stüdyo albümleri “Defansif Dizayn” ile karşımıza çıkıyorlar. Bu albüm, dokuz fantastik şarkıyla dolu; topluluğun kendini tekrar etmeyen bir yapı olduğunu gösteriyor. Can Güngör ve Afrodisman Salihins’in yapımcılığında hazırlanan bu albüm, kısık ateşte pişirilmiş bir sanat eseri gibi, üç yılın birikimiyle şekillenmiş. Önceki albümlerden izler taşırken, farklı bir karaktere sahip olduğu da hemen hissediliyor. Topluluk, bu yeni albümle müzikal yolculuklarında ileriye doğru bir adım daha atıyor.
“Defansif Dizayn”, biteviye bir sanatsal iş olarak tanımlanabilir. Deneysel ve yaratıcı bir dil kullanıyor. Albümdeki derin sözler, ilk dinleyişte muğlak görünse de anlatmak istedikleri oldukça net. Peyzajdan uzaklaşarak, şarkıların çoğu karanlık bir tablo içinde modern insanın çaresizliğini metaforik olarak ele alıyor. Apartman ve ev metaforu üzerinden, insandan uzaklaşan insanın portresini çizen bu eser, dinleyiciye dokunan bir anlatım sunuyor. BEA, sadece kendi kuşağının değil, bir sonraki neslin de duygularına tercüman olma görevini üstleniyor; müzikal bir isyanla dolup taşıyor. “Yalnızlık Paylaşılmaz” şiirinin müziğe dönüşmüş hali olarak dikkat çekiyor.
Albüm, eklektik bir yapıya sahip gibi görünse de, kendi içinde tutarlı bir bütünlük taşıyor. Kurallara meydan okuyan saykodelik vokaller, sözleri içeride, müziği iktidarda tutuyor. Adı defansif olsa da, kendisi oldukça ofansif bir yapıya bürünüyor. Yılın en butik plağı olarak nitelendirilen bu eser, edinen mutlu azınlığın elinde hayat buluyor.
GENCO ARI ‘PRODÜKTÖR’ (GENCO ARI PRODUCTION & BORDO MÜZİK)
Teoman, Cem Yılmaz, Günce, Melek Mosso, Evrencan Gündüz, Büşra Pekin, Burcu Arı, Tepki, Fikri Karayel, Göksel gibi isimlerin arkasındaki gizli kahraman Genco Arı, “Prodüktör” adını verdiği son albümüyle müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Bu albümdeki kadroya göz atmak, gerçekten de bir müzik şölenine tanıklık etmek anlamına geliyor. Şatafatlı bir yapı, Maksim Gazinosu’nun en canlı günlerinde bile nadir rastlanan bir atmosfer sunuyor. Enerjik, yüksek ruhlu ve yaratıcı bir eser olan bu albümde, her bir detayın titizlikle işlendiği açıkça görülmekte.
Her şarkı, en doğru tercihlerle şekillendirilmiş ve sanatçısını bulmuş. Albümün hikâyesini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok; zira adı, her şeyi yeterince açıklıyor. Farklı tarzlarda ve seslerde eserler barındıran albüm, hepsinin Genco Arı’nın elinden çıktığını gayet iyi bir şekilde hissettiriyor. Bu albüm, gerçek bir prodüktör albümü olarak tanımlanabilir. Genco, bir prodüktörün nasıl olması gerektiğine dair ders vermekle kalmıyor; aynı zamanda bu işin teori ve pratiği üzerine bir kitap yazıyor. Dinleyiciler için büyük bir keyif sunan bu prodüktör albümü, müzisyenler için de mesleki bir ders kitabı niteliğinde.
Quincy Jones ve Onno Tunç’un ruhları, toprak olmuş olsa da, Genco’nun bedeninde yaşamaya devam ediyor. Not olarak belirtmek gerekirse, hem elektronik hem de analog olarak kaydedilen bu eserler, çok yakında dinleyicilerin beğenisine sunulacak bir plak olarak raflarda yer alacak.