Dünyada genel nüfus artış oranı son yıllarda yavaşlama eğilimi gösterse de, bazı ülkelerde bu artış belirgin bir şekilde devam ediyor. ABD Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından yayımlanan World Factbook’tan elde edilen en güncel verilere göre, dünya genelindeki nüfus artışı büyük farklılıklar arz etmekte ve bazı bölgelerde özellikle yüksek oranlar gözlemlenmektedir.
2022 yılı itibarıyla dünya nüfusu 8 milyarı aşmış durumda ve önümüzdeki 60 yıl içinde bu sayının 10 milyarı geçmesi bekleniyor. Ancak, ulusal düzeyde nüfus dinamikleri daha karmaşık bir yapı sergiliyor. Nüfus artışı, doğum oranları, ölüm oranları ve göç hareketleri gibi birçok faktörün etkileşimiyle şekilleniyor.
CIA’nın en son verilerine göre, en hızlı nüfus artışı yaşayan ülkeler şu şekildedir:
- Güney Sudan – %4,65
- Nijer – %3,66
- Angola – %3,33
- Benin – %3,29
- Ekvator Ginesi – %3,23
- Uganda – %3,18
- Kongo Demokratik Cumhuriyeti – %3,11
- Çad – %3,01
- Mali – %2,9
- Zambiya – %2,83
Bu ülkelerin tamamı Afrika kıtasında yer almakta olup, bu durum kıtanın genelinde gözlemlenen daha geniş bir nüfus artış eğilimini yansıtmaktadır. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, Afrika’nın nüfusu 1900 yılından bu yana on kat artış göstermiştir. Bu etkileyici artış, büyük ölçüde azalan ölüm oranları ve sürekli yükselen doğum oranlarıyla ilişkilidir.
Ancak, bu hızlı nüfus artışının sonsuza kadar devam etmesi beklenmemektedir. CIA verileri, aynı zamanda nüfus artışının azaldığı ülkeleri de gözler önüne sermektedir; bazı ülkeler şu anda negatif nüfus büyümesi yaşamaktadır. Bu olgu, genellikle azalan doğurganlık oranlarıyla bağlantılıdır. Araştırmacılar, bu yüzyılın sonuna kadar ülkelerin yaklaşık %97’sinin mevcut nüfus seviyelerini sürdürebilmek için gerekli doğurganlık oranlarına sahip olamayabileceğini öngörmektedir.
Bu durum, yakın zamanda yayımlanan bir Birleşmiş Milletler raporunda öngörüldüğü gibi, küresel nüfusun daha önce tahmin edilenden daha erken, muhtemelen 2080’lerin ortalarında zirveye ulaşmasına yol açabilir. Bu senaryonun ne ölçüde gerçekleşeceği ve olası sonuçlarının neler olacağı henüz netleşmiş değildir. Ancak, bireysel ülkelerdeki nüfus eğilimlerinin dikkatle izlenmesi, gelecekteki küresel demografik tablo hakkında değerli bilgiler sağlayabilir.