“Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar” filmi, hem evrenin hem de Marvel çizgi romanlarının sinematik çatısını yeniden şekillendirmeye yönelik büyük bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Son dönemdeki yapımların, özellikle Kaptan Amerika: Yeni Cesur Dünya, Venom: Son Dans, Thunderbolts ve Avcı Kraven gibi filmlerin dünya genelindeki toplam hasılatlarının 380 ila 450 milyon dolar seviyelerine ulaşması, stüdyoyu bu yeni başlangıca yöneltti. Bu bağlamda, Marvel’in 37. projesi ve “Phase 6” kapsamında ilk adım olan bu yapım, 1960’ların nostaljik ve retrofütüristik atmosferinde geçiyor. Yönetmen Matt Shakman, bu yüksek bütçeli ve görsel açıdan zengin filmde, dört cesur astronotun uzayda yaşadıkları keşif yolculuğu sırasında kozmik ışınlara maruz kalmasıyla DNA’larının değişerek yeni güçler kazanmalarını anlatıyor.
Grubun lideri, esnek ve dahi bir bilim insanı olan Reed Richards (Bay Fantastik), aynı zamanda alçakgönüllü, duyarlı ve karizmatik bir karakter. Eşsiz güçleriyle, karısı Sue Storm (Görünmez Kadın), istek üzerine görünmez olabiliyor ve bu yeteneğiyle çeşitli zorlukların üstesinden geliyor. Johnny (Alev Adam), enerjik ve sıcak kanlı, uçarken çevresine alevler saçarak dikkatleri üzerine çekiyor. Ayrıca, ailesine ve arkadaşlarına her zaman yüksek sadakatle bağlı olan Ben (Taş Adam), devasa yapısıyla dürüstlüğü ve içtenliğiyle öne çıkıyor. Bu dört genç, gelişmiş teknolojik donanımlara sahip, şık ve fonksiyonel bir yaşam alanında birlikte yaşıyorlar ve sempatik robot Herbie de ailenin vazgeçilmez bir parçası olarak görev yapıyor.
Filmin ilk bölümü, aile yaşamı ve gençlik enerjisiyle dolu komedi unsurlarıyla başlar; karakterlerin günlük yaşamındaki esprili ve samimi anlar izleyiciyi güldürürken, Sue’nun ilk bebeği müjdesiyle heyecan doruğa ulaşır. İkinci bölümde ise, Fantastik Dörtlü, halkla birlikte dünyayı küresel tehdit oluşturan devasa canavar Galactustan koruma görevi üstlenir. Bu süreçte, yüksek teknolojili tasarımlar ve detaylarla süslenmiş, 60’ların renkli ve dinamik estetiğiyle uyum sağlayan sahneler dikkat çeker.
Güçlü Kadın Karakterler ve Retro Estetik
Shakman, filmin görsel dünyasını, nostaljik ve retrofütüristik bir atmosferle tasarlarken, New York’un uçan arabalar, yardımcı robotlar, uzunçalar plaklar, tüplü televizyonlar ve renkli 60’lar paletini başarıyla kullanıyor. Yapım tasarımcısı Kasra Farahani, Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer’den ilham alarak, devasa megakentleri ve uzay araçlarını detaylandırmış. Bu stilize maketler ve tasarımlar, Stan Lee ile Jack Kirby’nin 1961’de yaratılmış çizgi romanını ve aynı dönemin ikonik filmlerinden 2001: Uzay Yolu Macerası’nın (1968) görsel estetiğini doğrudan yansıtıyor. Bu sayede, film hem nostalji hem de modern efektleri bir araya getirerek, seyirciyi zamanda büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor.
Galactus, gezegenleri yiyerek beslenen devasa bir varlık olarak, dev bir samuray boyutunda tasvir ediliyor. Ayrıca, Gümüş Sörfçü karakteri, ulusu için kendini feda eden ve ilginç bir güç kaynağı olan, oldukça özgün ve dikkat çekici bir figür olarak öne çıkıyor. Yönetmen Shakman, Lee ve Kirby’nin zengin, detaylı çizgi roman evrenini, Stanley Kubrick’in 2001 gibi görsel şaheserleriyle uyum sağlayan mükemmel görsellikte bir araya getiriyor. Dijital efektler, hikaye anlatımı ve sinematografi, filmin görsel ve anlatımsal başarısını artırırken, 60’ların klasik bilimkurgu müzikleri de nostaljik atmosferi tamamlıyor.
Altmışların tutucu Amerika’sında kadınların toplumdaki yeri konusunda da güçlü bir mesaj barındıran filmde, Sue Storm ve Sörfçü gibi kadın karakterler, hem güç hem de akıllılıklarını sergileyerek, feminizm mesajını net bir şekilde iletiyorlar. Pedro Pascal, Vanessa Kirby, Joseph Quinn ve Ebon Moss-Bachrach gibi yetenekli oyuncular arasındaki uyum ve dinamikler, karakterlerin derinliğini ve hikâyenin akışını güçlendiriyor. Julia Garner’ın, Sörfçü karakterindeki hüznü ve içsel çatışmayı yansıtan yoğun performansı ise, makyaj ve efektlerle bile fark ediliyor. Film, aile, ebeveynlik, dayanışma, sevgi, güven ve umut temalarını işleyerek, izleyiciyle güçlü bir duygusal bağ kuruyor. Finalde gösterilen görüntüler ve jenerik sonrası sahneler, gelecek filmler için ipuçları ve yeni maceraların kapılarını aralıyor; böylece Fantastik Dörtlü, diğer büyük yapımlar olan Avengers: Doomsday (2026) ve Avengers: Secret Wars (2027) gibi projelerde de karşımıza çıkacak.