Gökçen Kaynatan’ın Efsanevi 45’liği ve Yeniden Basımı
1966 yılında Odeon Records etiketiyle sessiz sedasız piyasaya çıkan bu 45’lik, başlangıçta geniş kitlelere ulaşmakta zorlandıysa da, zaman içerisinde koleksiyoncular arasında hak ettiği saygıyı kazandı. Bir yüzünde “Moda”, diğer yüzünde “Fırtına” adlı iki kısa ve etkileyici enstrümantal parça yer alıyordu. Bu plak, Gökçen Kaynatan’ın müzikal kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmasına rağmen, o dönemde büyük bir ilgi görmemişti. Yıllar sonra ise, koleksiyoncular ve müzikseverler tarafından kıymetli bir hazine olarak kabul edilmeye başlandı.
Şimdi, bu değerli 45’lik, sadece 1000 adet sınırlı sayıda yeniden basılarak müzik tutkunlarının erişimine sunuldu. Amerika’da Slovenly Records etiketiyle yapılan bu yeniden basım, hem orijinalin ruhunu koruyor hem de modern teknolojinin sunduğu üstün kaliteyle buluşturuyor.
Parçaların Müzikal ve Teknik Özellikleri
Bu iki enstrümantal parça, gitar tutkusuyla dolu genç Kaynatan’ın rock’n roll ve surf tarzına olan derin bağlılığını yansıtıyor. Kaydedildiği dönemde bandın gitarını çalan genç müzisyenin, zamanının ötesinde bir müzikal anlayışa sahip olduğu ilk saniyelerden hissediliyor. Surf gitarların enerjik ve canlı tınıları, parçaların dinamik ve akılda kalıcı yapısını oluşturuyor.
Ayrıca, kayıtlardaki düzenleme ve performans kalitesi, zamanın çok ilerisinde olduğunu gösteriyor. Buradaki kayıtlar, Kaynatan’ın ileride elektronik müzik ve farklı tarzlara olan ilgisinin de ilk ipuçlarını veriyor. İlginç bir detay ise, parçaların davulunu Kerim Çaplı’nın çalmasıdır, bu da plaklara ayrı bir değer katıyor.
Bu ilk resmi yeniden basım, hem müzikal anlamda hem de koleksiyon değeri açısından büyük bir öneme sahip. Gökçen Kaynatan’ın gençlik yıllarındaki bu özgün ve özgünlük dolu çalışmalarını yeni nesillere aktarmak, onun müzik tarihindeki yerini bir kez daha hatırlatıyor.
Pelin Çelik’in Yükselişi ve “Yaşamak Gerek” Albümü
Bu Pelin Çelik, eski Fenerbahçeli milli voleybolcu Pelin Çelik değil; benim 2023 yılında Roxy Müzik Yarışması’nda tanıdığım ve müzik dünyasına yeni bir soluk getiren genç bir sanatçı. Yarışmaya katıldığı dönemde, sahne duruşu ve performansıyla dikkatleri üzerine çekmiş, kendine özgü enerjisi ve samimiyetiyle izleyicilere ve jüriye unutulmaz anlar yaşatmıştı.
Tek başına sahne aldığı bu yarışmada, gitarını ustalıkla kullanarak güçlü ve etkileyici bir sahne performansı sergiledi. Bu performansıyla R.M.G. Özel Ödülü’ne layık görüldü, bu da onun müzik yolculuğunun başlangıcı oldu. Yarışmadan sonra durmadı Pelin; ciddiyetle ve tutkuyla çalışmalarını sürdürdü ve ilk albümü “Yaşamak Gerek” ile müzikseverlerin karşısına çıktı.
Albüm ve Müzikal Tarzı
2021 yılından itibaren teker teker yeni şarkılar üreten Pelin, bu şarkıları dijital platformlar aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırmaya devam ediyor. Albümdeki şarkıların sözleri ve besteleri kendisine ait olup, her biri farklı duyguları ve hikâyeleri anlatıyor. Çeşitli soundlara sahip olmalarına rağmen, genel olarak alternatif rock tarzında bir bütünlük yakalanmış.
Şarkılarda, sevgi ve ayrılık temalarının öne çıktığı hikâye anlatıcılığı dikkat çekiyor. Akustik gitarla şarkı söyleyen Pelin’e, elektrik gitarlarda Mert Çelik, bas gitarda Berk Beşpınar, davulda ise Mustafa Telli eşlik ediyor. Bu güçlü ekip, Pelin’in pasör değil, adeta bir şutör gibi sahada özgürce ve cesurca hareket etmesine imkan tanıyor.
“Yaşamak Gerek” albümü, genç ve tutkulu bir müzisyenin kendini ifade etme biçimi, özgünlüğü ve müzikle kurduğu samimi bağın bir yansımasıdır. Pelin Çelik’in müzik kariyeri, sadece bir başlangıç olup, ilerleyen dönemde çok daha dikkat çekici projelere imza atmaya devam edecektir.