Gökhan Tüfekçi’nin “Şeytanımız Bol Olsun” Sergisi MeshRu’da Açıldı
Gökhan Tüfekçi’nin merakla beklenen “Şeytanımız Bol Olsun” isimli solo sergisi, 10 Ocak 2025 tarihinde Beyoğlu’nda bulunan MeshRu’da sanatseverlerle buluştu. Ekim 2024’te kapılarını açan bu yeni mekan, eşitlikçi ve çoğulcu bir buluşma noktası yaratma hayaliyle yola çıktı. Şimdi ise, sanatçı Gökhan Tüfekçi’nin Galeri Siyah-Beyaz iş birliğiyle hazırlanan etkileyici sergisine ev sahipliği yapıyor.
Gökhan Tüfekçi, sanat camiasında bilinen ismiyle Kara Gözüktü Kaptan, popüler ve arabesk kültüre ait kavramları minyatür sanatı ve sokak sanatıyla harmanlayarak eserlerinde yeniden yorumluyor. Sanatçı, içine doğmuş olduğu coğrafyanın zengin mitolojisini, masallarını ve geçmiş ile günümüzün halk söylencelerini, absürt kavramlarla bir araya getirerek ironik bir anlatım dili oluşturuyor.
MİNYATÜR VE SOKAK SANATININ YENİLİKÇİ YORUMU
Tüfekçi, geleneksel minyatür sanatındaki perspektif ve istifleme biçimlerini kendi üslubuyla ele alarak izleyiciyi etkileyen eserler yaratıyor. Yoğun renk paleti ve figür kullanımıyla dikkat çeken bu eserler, yalnızca tuvallerle sınırlı kalmıyor; mekanın duvarlarını da kapsayan geniş ölçekli bir sergi deneyimi sunuyor. Sanatçı, geleneksel resim üslubunun yanı sıra, üç boyutlu eserleri ve duvar resimleriyle de izleyicileri büyülemeyi başarıyor. Tüfekçi’nin çalışmaları, sokak jargonundan çocukluk imgelerine, gölge oyunlarından sloganlara kadar geniş bir çeşitlilikte eserler içeriyor.
“ŞEYTANIMIZ BOL OLSUN” SERGİSİ MESHRU’DA
Tüfekçi’nin eserleri, hem düşündüren hem de güldüren bir absürt mizah anlayışıyla şekilleniyor. Sergideki eserlerin sunduğu ironik yaklaşım, izleyiciyi derin düşüncelere sevk ediyor ve eserlerin barındırdığı mesajları keşfetmeye davet ediyor. “Şeytanımız Bol Olsun” sergisi, 16 Mart 2025 tarihine kadar MeshRu’da ziyaret edilebilir.
ZİYARET SAATLERİ VE MEKÂN
- Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri: 11.00-17.00
- Cumartesi ve Pazar günleri: 12.00-19.00
2024 yılında açılan MeshRu, tarihi Union Française binasında, farklı disiplinlerden sanatçıları ve izleyicileri bir araya getirerek İstanbul’un kültür-sanat hayatına dinamik bir soluk katıyor. Sanatın sınırlarını zorlayan bu sergi, geleneksel ve çağdaş sanatın etkileyici bir buluşması olarak öne çıkıyor.