Uluslararası Astronomi Birliği’ne bağlı Küçük Gezegen Merkezi, son zamanlarda gökyüzünde gözlemlenen ve dikkatleri üzerine çeken nadir bir nesnenin, Güneş Sistemi dışından geldiğine dair güçlü göstergeler ortaya koydu. Bu sıra dışı gökcismi, Güneş’e doğru hızla yaklaşmakta olup, bilim insanlarının ilgisini çeken önemli bir keşif olarak kabul ediliyor. 3I/ATLAS adıyla bilinen bu nesne, ilk kez Haziran ayının sonunda otomatik gözlem sistemleri tarafından tespit edildi.
Başlangıçta A11pl3Z kodu ile kayda geçen bu gökcisminin, Güneş’e olan yaklaşımı ve hız özellikleri, onun yıldızlararası kökenli olabileceğine işaret ediyor. ATLAS (Asteroid Terrestrial-impact Last Alert System) adlı gelişmiş otomatik gözlem ağı, Şili, Güney Afrika ve Hawaii’deki teleskopları kullanarak gökyüzünü sürekli tarıyor ve bu tarz hareketli nesneleri erken fark etmeyi amaçlıyor. 1 Temmuz’da tekrar gözlemler yapıldıktan sonra, bu nesne Şili’deki bir başka teleskop tarafından da doğrulandı. Yapılan analizlere göre, bu gök cisminin yaklaşık 20 kilometre genişliğinde olabileceği ve saatte yaklaşık 245 bin kilometre hıza ulaşarak oldukça hızlı hareket ettiği belirlendi. Bu yüksek hız ve izlediği rota, onun Güneş Sistemi’ne dışarıdan gelen, yani yıldızlararası bir nesne olma ihtimalini güçlendiriyor. Bu nedenle, 3I/ATLAS’ın keşfi, bilim camiasında büyük yankı uyandırdı.
Şimdiye kadar yalnızca iki yıldızlararası nesne keşfedilmişti: 2017’de tespit edilen gizemli Oumuamua ve 2019’da gözlemlenen 2I/Borisov kuyruklu yıldızı. Her ikisi de astronomi dünyasında büyük bir merak uyandırmış, özellikle Oumuamua’nın doğası üzerine çeşitli teoriler ortaya atılmıştı. Yeni keşfedilen 3I/ATLAS ise bu listeye eklendi ve pek çok yeni soru ortaya çıkardı. Şu an Dünya’dan yaklaşık 3,8 astronomik birim uzaklıkta bulunan bu gök cisminin, 3 Ekim’de Mars’a oldukça yaklaşması bekleniyor. Bu mesafe, Mars yörüngesindeki uzay araçlarının ve gözlemevlerinin onu detaylı şekilde incelemesine olanak sağlayabilir. Ayrıca, 30 Ekim’de Güneş’e ve Dünya’ya en yakın konumuna ulaşmasıyla birlikte, yaklaşık 1,35 astronomik birim uzaklıkta olacak ve gözlemler için uygun hale gelecek.
Bu hızla hareket eden nesnenin Dünya’yla çarpışma riski bulunmuyor. Ancak, bilim insanlarının ilgisini azaltmak yerine, tam tersi, böyle nadir ve gizemli bir nesnenin detaylarını öğrenmek adına büyük bir fırsat olarak görülüyor. Bu, Güneş Sistemi dışı bölgelerden gelen maddeler ve yapıların anlaşılması açısından önemli bir ipucunu temsil ediyor. Önümüzdeki aylarda, Vera C. Rubin Gözlemevi ve James Webb Uzay Teleskobu gibi gelişmiş gözlemevlerinin devreye girmesiyle, 3I/ATLAS hakkında çok daha kapsamlı bilgiler edinilmesi bekleniyor. Bu gözlemevleri sayesinde, nesnenin yapısı, bileşimi ve hareketleri hakkında detaylı veriler toplanabilir ve bu, gökbiliminde yeni bir sayfa açabilir.