Asteroitler ve benzeri cisimler, Dünya için sürekli bir tehdit oluşturmalarına rağmen, gezegenimiz için şu an itibarıyla bu tehditin çok büyük olduğundan bahsetmek pek mümkün değil. Ancak insanlığı tehdit eden tek tehlike bu değil. Dünya’nın yok olmasına sebep olabilecek en büyük tehlike, Güneş’in “ölmesi” olabilir.
Güneş’in ne zaman ömrünün sonuna geleceği sorusunu birkaç farklı şekilde ele alabiliriz. Güneş, yapısında birleştirebileceği yakıt kalmadığında bir beyaz cüceye dönüşecek. Hatta, şu anda gözlemlediğimiz formundan çok daha uzun bir süreyi beyaz cüce evresinde geçirecek.
Beyaz Cüce Dönemi
Bir yıldızın ömrünü belirleyen temel özellik, kütlesidir. Daha büyük yıldızlar, küçük olanlara göre çok daha sıcak olup orijinal gazlarını daha hızlı bir şekilde tüketirler. Dolayısıyla, Güneş ile aynı zamanda doğan daha büyük yıldızlar, çoktan orijinal gazlarını tüketerek beyaz cücelere dönüşmüşlerdir. Çok daha büyük yıldızlar ise ömürlerini daha da hızlı tamamlayarak milyarlarca yıl önce süpernova yaşamış ve artık nötron yıldızları veya kara delikler haline gelmişlerdir.
Yaş 4,5 Milyar, Yolun Yarısı…
Bugüne kadar yapılan bilimsel tahminler, Güneş kütlesindeki bir yıldızın yaklaşık 9 milyar ile 10 milyar yıl civarında bir ömre sahip olduğunu göstermektedir. Bizim Güneşimiz ise şu anda bu sürenin 4,5 milyar yılını geride bırakmış durumda. Yani yolun yarısına gelmiş gibi görünüyor. Bir yıldızın ömrünü etkileyen, başka yıldızlarla karşılaşma gibi durumlar da vardır. Ancak Güneş, yeterince yakınında başka bir yıldız olmadığı için bu kaderden kurtulmuş gibi görünüyor.
Güneş, ölmeden önce çekirdeğindeki hidrojenin tamamını tüketecek, ardından helyum-karbon füzyonunu başlatacak ve etrafındaki kabukta hala hidrojen füzyonu gerçekleştirecektir. Bu aşamada, Güneş şişmeye başlayarak, mevcut seviyesinden daha soğuk ama çok daha büyük bir kırmızı deve dönüşecektir. Güneş’in bu genişlemesi sırasında Dünya’yı tamamen yutması ve gezegenimize ait tüm izleri silmesi mümkün olabilir. Ancak başka bir teoriye göre, Güneş’ten gelen basıncın artmasıyla gezegenimizin daha uzak bir yörüngeye itilmesi de muhtemeldir. Ne yazık ki, her iki senaryoda da Dünya gezegeni tanınamayacak kadar değişecektir (veya yıldızı tarafından yutulmuş olacaktır).
Devasa, şişkin Güneş’in hemen dışındaki bir yörüngede hayatta kalacak bir Dünya, Merkür’ün mevcut halinden çok daha sıcak olacak ve tamamen yaşama elverişsiz bir hale dönüşecektir. Ancak Dünya’daki yaşam, böyle dramatik bir değişimle mücadele etmek zorunda kalmayacak. Güneş, bu dönüşümden önce bile daha fazla ısı ve ışık yaymaya başlayacaktır. Teknik olarak, şu anda da Güneş ısınmaya devam ediyor, fakat bu sıcaklık değişimleri, son 50 yılda gezegenimizde yaşanan ısınmaya göre yaklaşık bir milyon kat daha yavaş ilerlemektedir.
Dünya Kurtulabilir mi?
Dünya, insanlığın veya yerini alacak başka bir uygarlığın herhangi bir katkısı olmadan bile yavaş yavaş ısınmaya devam edecektir. Yeterince gelişmiş bir uygarlık, bu ısınmayı yavaşlatmak için dev bir uzay şemsiyesi gibi bir yöntemle gezegenimizin bu ısınmadan etkilenme seviyesini azaltabilir; ancak bu tür bir yöntem, muhtemelen gezegenimize en iyi ihtimalde sadece birkaç milyon yıl daha kazandıracaktır.
Eğer gelecekte, mevcut fizik anlayışımızın dışında sıra dışı bir durum yaşanmazsa, insanlığın veya yerini alan uygarlığın gezegenimizi terk ederek diğer gezegen, uydu veya yıldız sistemlerine göç etmesi gerekecektir. Böyle bir geleceğe hazırlanmak için ne kadar vaktimiz olduğu, gelecekteki insanların ısınmaya karşı ne kadar toleranslı olacaklarına ve uygulanabilecek soğutma yöntemlerinin ne kadar etkili olacağına bağlıdır. Eğer insanlık olarak bu geleceğin çok daha öncesinde gezegenimizi yaşanamayacak kadar sıcak hale getirmezsek, sadece Güneş’in ısınmasının etkisi altında Dünya’nın en azından 500 milyon yıl daha yaşanabilir kalacağından emin olabiliriz. Ancak bir milyar yılı geçmesi pek mümkün gözükmüyor.