Güneş’in Etkileri ve Uydu Teknolojisine Yansıması
Son zamanlarda Güneş, yoğun güneş patlamaları ve Dünya’ya yönelen yüklü parçık dalgalarıyla birlikte solar maksimum dönemini yaşamaktadır. Bu dev alevler ve yayılan radyasyon, düşük Dünya yörüngesindeki uydular üzerinde ciddi olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu sorunlarla başa çıkmak isteyen uydu operatörleri, sürekli olarak uydularının konumlarını değiştirmek zorunda kalıyorlar.
Özellikle geçtiğimiz Mayıs ayında, Güneş’in koronasından büyük plazma atılması (koronal kütle atımları olarak da bilinir) sonucunda G5 seviyesinde bir jeomanyetik fırtına Dünya’ya çarptı. Bu, 20 yıldan uzun bir süre sonra Dünya’yı etkileyen ilk fırtına olma özelliğini taşımaktadır. G5 fırtınası, Dünya’nın elektrik şebekesinde bazı zararlı etkilere yol açarken, aynı zamanda dünyanın birçok yerinde muhteşem auroralara da neden oldu.
Ancak, dünyaya ulaşan radyasyon, atmosferdeki ölçüm değerlerinde de hatalara yol açtığı için yer istasyonları, yönettikleri uyduların tam konumlarını tespit etmekte zorlanıyor. Öyle ki, Mayıs ayındaki fırtına sırasında SpaceX, Starlink uydularının konumunda 20 km’lik sapmalar tespit etti.
Yapılan hesaplamalara göre, dünya yörüngesindeki binlerce uydu, sürekli olarak Güneş’teki patlamaları izlemekte ve 8 dakika içinde Dünya’ya ulaşabilecek patlama radyasyonundan etkilenmemek için sürekli olarak yörüngelerini değiştirmek üzere hazırda beklemektedirler. Bu süreçte, Mayıs’taki patlama sırasında SpaceX, uydularını korumak amacıyla 5.000’den fazla uydusuna Güneş’ten kaçırma manevraları yaptırmak zorunda kalmıştır. Bu manevralar sırasında, muhtemelen dünyada gündüzü yaşayan ülkelerde Starlink bağlantıları kesilmiş durumdaydı.
Sonuç olarak, Güneş aktivitesinin artması, uzay teknolojileri ve iletişim sistemleri üzerinde önemli etkiler yaratmakta ve bu durum, uydu operatörlerinin sürekli olarak bu zorlu koşullara uyum sağlamalarını gerektirmektedir.