Güventürk’ün Sanat Yolculuğu ve “Ay, Güneş ve Ay” Sergisi
Güventürk’ün karikatürlerini, özellikle Penguen dergisinde gördüyseniz, onun sanatsal üslubuna aşina olabilirsiniz. Son yıllarda sosyal medyanın etkisiyle melankolik, varoluşsal temalarla dolu ama bir o kadar da umut veren çizimlerine ve yazılarına rastlama olasılığınız oldukça yüksek. 1989 doğumlu bu sanatçı, genişleyen kitlesiyle birlikte, yeni sergisinde insan varoluşunun sancılarını ve anlam arayışını sanatına yansıtıyor. Sergide beş heykelin yanı sıra birçok resim yer alıyor; bu eserler, bireyin karmaşık duygu durumlarını, sıradan olanın içindeki sıra dışılığı, belirsizliğin yarattığı huzursuzluğu ve tanıdık sıkışıklıkları bütüncül bir bakış açısıyla ele alıyor. Açılış, Mustafa Alabora, Teoman, Ceyda Düvenci-Güçlü Mete, Şahika Ercümen, Betül Demir ve İpek Erdem gibi ünlü isimlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Bu bağlamda, sergiyi ve sanat anlayışını Cem Güventürk ile konuştuk.
Serginin ismiyle başlayalım, “Ay, Güneş ve Ay” ismi sergiyle nasıl bütünleşiyor?
Sergi, modern insanın hayatını anlamlandırma çabasının bir yansıması. Özellikle son dönemlerde gezegenlerin dizilimi, Ay’ın çekim kuvveti ve yıldız haritaları gibi unsurlar, hayatımızdaki pek çok kararı yönlendiriyor. Bu düşünceye gönderme niteliğinde bir hiciv öğesi barındırıyor.
İnsanı anlama yolculuğunda siz hangi noktadasınız? Anladıysanız eğer, nasıl anlatırsınız?
Bu yolculuğun nerede olduğunu belirlemek oldukça zor; aslında konumunuzun tam farkında olmanız da imkansız. Sadece yolda olduğunuzu ve bu yolda ilerlemeye devam etmeniz gerektiğini hissediyorsunuz. İnsanların çoğu bu yolculuğun en başında ve bu durum, sanat üretme fikrini güçlendiren bir unsur.
‘VAZGEÇMEK EN KOLAYI’
Penguen’de çizer olmaya başlamadan önceki çabalarınız çok önemli. Kapıları bu kadar zorlamanızın nedeni çizimlerinize olan güveniniz miydi? Peki bu süreçte güçsüz hissettiniz mi? Şimdiki gençlere hayallerini gerçekleştirme yolunda neler önerirsiniz?
Vazgeçmek için her zaman birçok neden bulabilirsiniz. Hedefleriniz konusunda kendinizi ikna edeceğiniz sayısız argüman üretebilirsiniz. Ben genelde kolay olanı seçmekten korkan biriyim; zor olanla yüzleşme konusunda daha cesur olabiliyorum. Bu bazen bir hediye, bazense bir lanet, ama gayret ve çalışmayla birleştiğinde, istediğiniz hedeflere ulaşmanızı sağlayacak en önemli yöntem bu.
‘SONLARIM NE ÜMİT VAR’
Mutlaka “yazı”ya dokunuyor olmanızın nedeni ne? Kelimeler sizin için ne ifade ediyor?
Çocukluktan beri kelimelerle aram oldukça iyi oldu. Yıllarca mizah dergileri, gazeteler, kitaplar ve ansiklopediler okumak, bu yeteneğimi geliştirdi. Hayal gücünü canlı tutan, çok kitaplı ve yazılı bir ortamda büyüdüm. Kompozisyon derslerini her zaman sevdim; bu, kendimi ifade etme biçimimde çizim kadar önemli bir unsur.
Çoğunlukla sizin melankolik tarafınıza vurgu yapılsa da sergi umut aşılayan bir sergi. Size göre nasıl bir umut bu?
Çalışmalarımı bu şekilde değerlendirmenize gerçekten sevindim, çünkü bu benim aradığım bir geri dönüş. Eserlerim, ne kadar karanlık ve melankolik olursa olsun, her zaman umut dolu bir sonla bitiyor. Çoğu izleyici veya okuyucu, öykünün çekirdek kısmına odaklanıyor; haklılar, çünkü o özde bir karanlık taraf var, ama aynı zamanda bir çıkış yolu ve ışık da mevcut.