Herakleia Antik Kenti’nde Tarih ve Doğal Güzellikler Bir Arada
Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan ve tarihî zenginlikleriyle ünlü Herakleia Antik Kenti, bölgedeki en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Bu antik kentte yürütülen kazı çalışmaları, bölgenin tarihî ve kültürel yapısını detaylı şekilde ortaya koymaya devam ediyor.
Arkeolojik Kazı Çalışmalarında Elde Edilen Bulgular
Son kazılarda, özellikle Bizans dönemine ait çok sayıda çocuk ve yetişkin mezarları ile çeşitli eşyalar gün yüzüne çıkarıldı. Geleceğe Miras Projesi kapsamında 2024 yılında kazılarına başlanılan Roma hamamı kompleksi ise, çalışmaların önemli bir odak noktası olarak dikkat çekiyor. Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, kazı alanında yapılan araştırmalar hakkında şu bilgileri paylaştı:
- Herakleia Antik Kenti, jeolojik açıdan olağanüstü güzellikleriyle dikkat çeken Latmos Dağları’nın güney eteklerine kurulmuştur.
- Kazı çalışmalarında, özellikle Endymion Tapınağı’nın karşısında, dor düzenine ait mermer blokların kullanıldığı ve “dorik yapı” olarak adlandırılan bir alan ortaya çıkarıldı.
- Bu yapının çok evreli bir inşaat sürecine sahip olduğu ve kullanım amaçlarının detaylı şekilde incelenmesi hedefleniyor.
Kiliseler ve Mezarlıklar Üzerine Kazı Çalışmaları
Yapılan kazılar sonucunda, alanda büyük bir kilise kalıntısı gün yüzüne çıktı. Bu kilisenin kullanımını takiben, yapının yıkıntıları ve mezarlıklar aynı alanda yoğunlaşmış durumda. Yapılan araştırmalar, mezarların farklı dönemlere ait olduğunu gösteriyor:
- Üst kotlarda, 0-14 yaş arasındaki çocuklara ait mezarların bulunduğu belirlendi.
- Alt seviyelerde ise yetişkin bireylere ait mezarlar açığa çıktı.
Prof. Dr. Büyüközer, yapılan kazılarda 10 çocuk mezarından 6’sının henüz kemik gelişimini tamamlamamış 0-1 yaş grubu çocuklara ait olduğunu, diğer mezarların ise farklı yaş gruplarına ait olduğunu belirtti. Ayrıca, çocuk mezarlarının sayısındaki yoğunluk ve mezarların konumları, bölgedeki olası bir salgın hastalık veya epideminin izlerini taşıyor olabilir. Mezarlardan bazıları, kilisenin duvarlarına entegre edilmiş durumda olup, bu da gömme işlemlerinin, kilisenin aktif kullanımı sona erdikten sonra gerçekleştirildiğine işaret ediyor.
Son olarak, Bizans dönemine ait bazı mezarların çift gömme uygulamasıyla yapılmış olması, dönemin toplumsal ve dini yapısı hakkında önemli ipuçları sunuyor. Bu kazı ve araştırmalar, Herakleia’nın tarihine ve kültürel dokusuna ışık tutmaya devam ediyor.