Van Müzesi yönetiminde ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanifi Biber’in bilimsel sorumluluğunda yürütülen kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Genel Müdürlüğü izniyle sürüyor. Ekipte arkeologlar, antropologlar ve sanat tarihçilerinden oluşan 15 kişilik bir ekip bulunuyor; çalışmalar höyükteki kazı aralıklarıyla ilerliyor.

Geçen yıllarda Erken Tunç Çağı’na ait depo alanını ortaya çıkaran ekip, bu yıl da aynı noktadaki mutfak bölümünü ve altında ile üstünde yer alan ezgi taşlarını, fırın ve çömleklerin bulunduğu alanı gün yüzüne çıkardı. Ayrıca mutfak bölümünün yakınında derinlemesine yürütülen sondajlarda taş temel üzerine kerpiçle kurulan bir duvarın izini gördüler. Burada Geç Kalkolitik Çağ’a ait olabilecek seramik parçaları da ortaya çıktı. Bu bulgular, höyüğün işlevsel geçmişine dair önemli ipuçları sunuyor.

İremir Höyüğü’nün konisinde bulunan ve depo olarak kullanıldığı düşünülen bir yapının kalıntılarında, parçalanmış büyük küpler ile birlikte alt ve üst ezgi taşları, obsidiyen aletler ve kemik aletler bulundu. Bu bulgular, höyüğün beklenenden çok daha merkezi bir role sahip olduğuna işaret ediyor; özellikle bölge halkının tarımsal faaliyetlerine ışık tutacak veriler taşıdığı için önem taşıyor. Elde edilen materyaller, Van Gölü çevresi ve Gürpınar Ovası’nın dip tarihi açısından da değerli bilgiler sunuyor.
“BULGULARIN TARIMSAL AÇIDAN ÖNEMİ konusunda Biber, 2020 yılında kaçak kazı nedeniyle oluşan çukur kenarında karbonlaşmış buğday tanelerinin bulunduğunu hatırlatarak, bu yıl arpaların da elde edildiğini belirtti. “İremir Höyüğü’nün konisine yakın başka bir açmada, depo mekanını hatırlatan kalıntılar ve alt-üst ezgi taşlarının bulunduğu bir alan tespit ettik. Burada karşılaşılan bulgular, höyüğün tarımsal olarak ne kadar kritik bir merkez olduğuna işaret ediyor” şeklinde konuştu. Kazı çalışmaları devam ettiği sürece yeni bulguların gün yüzüne çıkacağını ifade eden Biber, destek veren kurumlara teşekkürlerini iletti.
Bir diğer açıklamada ise Van YYÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz, kemikler üzerinden Urartu öncesi tarım ve hayvancılıkla ilgili önemli bulgulara vurgu yaptı. Höyüğün bölgede yürütülen kazılar arasında en eski yerleşim yeri olduğunu belirten Yılmaz, küçükbaş hayvan yoğunluğuna karşılık büyükbaş hayvan izlerinin daha sınırlı olduğunu dile getirdi. Ayrıca bölgede bulunan yaban hayvanı parçalarının genel tabloya ek bilgiler kattığını söyledi ve her katmandaki çanak-çömlek, ezgi taşı ve arpa kalıntılarının yoğun analizlerle değerlendirileceğini kaydetti.
“Bu coğrafyada en erken yerleşim yeri kazısı burada yapılıyor” diyen Yılmaz, bölge koşullarında Urartu kaleleri ve nekropollerinin ötesinde bu çalışmanın önemine dikkat çekti. Kazı ekibi, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Van Valiliği, Van YYÜ Rektörlüğü, Gürpınar ve Edremit kaymakamlıklarına da teşekkürlerini sundu.













