Pazar, Haziran 1, 2025
Entelektüel Dünya
  • Bilim
  • Sanat
  • Felsefe
  • Röportajlar
  • Köşe Yazıları
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
  • Bilim
  • Sanat
  • Felsefe
  • Röportajlar
  • Köşe Yazıları
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
Entelektüel Dünya
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster

Kadın Sanatçıların Kedi İmgesiyle Düşünceleri ve Sanat Yolculukları

Entelektüel Dünya Yazar : Entelektüel Dünya
22 Mayıs 2025
Kategori : Sanat
Okuma Süresi : 3 dakika
A A
Kadın Sanatçıların Kedi İmgesiyle Düşünceleri ve Sanat Yolculukları
Share on FacebookShare on Twitter

Özge Gökbulut Özdemir, Nur Gökbulut ve Tomur Atagök: Kuşaklararası Birliktelik ve Kedi Teması

Farklı nesillerden üç kadın sanatçı, ArtContact İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı’nda bir araya gelerek, kedi sembolü üzerinden toplumsal ve sanatsal bir diyalog kuruyorlar. Bu üç ismin ortak noktası, 15 Kasım 2024’te açılan Bir Sokak Kedisi sergisiyle başlayan ve günümüzde fuarda devam eden etkileşimleri. Özge Gökbulut Özdemir’in bu projeye başlattığı sergi, sadece estetik bir anlatı değil; aynı zamanda bir toplumsal duruş ve farkındalık çağrısı içeriyor. Sanatçının ifadesiyle, kedi artık sadece sevimli bir hayvan olmaktan çıkmış, direnç, özgürlük ve dışlanmışlık gibi kavramların simgesi haline gelmiştir.

Sokaklardan Bienale Uzanan Bir Temsil: Kedi

Bu yıl hem sergide hem de 2025 İstanbul Bienali’nde kedi imgesi ön planda. Bienalin teması “Üç Ayaklı Kedi” olarak belirlenmiş olup, bu figürün kolektif bilinçteki derin ve güncel yerini yansıtıyor. Özdemir’in sergisi ise, bienalden çok önce, bu temaya dikkat çekerek sanatsal sezgiyle öncülük ediyor. Proje, sokak hayvanlarına yönelik artan şiddet olaylarına karşı bir ses, bir vicdan ve toplumsal farkındalık çağrısı olmayı hedefliyor.

“Kedi Kızlar”: Gerçeklik ve Yansımanın Sorgulanması

Serginin dikkat çeken diğer unsurlarından biri, Nur Gökbulut’un “Kedi Kızlar” başlıklı metni. Bu metin, günümüz kadın temsillerini irdeleyen, sert ama şiirsel bir eleştiri niteliğinde. Gökbulut’a göre, her kedi doğası gereği özgün, doğal ve sınırlarını kendi belirleyen bir varlık iken, modern kadın temsilleri özellikle popüler kültür ve sosyal medya etkisiyle bu özgünlükten uzaklaşıyor. Yapay güzellik algıları ve estetik standartlarının yönlendirdiği kadın kimliğini sorgulayan Gökbulut, “kediye özenen ama kedi olamayan” kadınları anlatıyor. Bu kadınlar, içselleştirilmiş onay ve ilgi beklentileriyle varlıklarını sürdürüyorlar ve bu durum, doğallık yerine yapaylık ve uyum arzusunun yansıması olarak ortaya çıkıyor.

Prof. Dr. Tomur Atagök’e Anılan Saygı: Feminizm ve Bellek

Sergide ve fuarda üçüncü ve önemli bir durak, kısa süre önce aramızdan ayrılan değerli sanatçı, akademisyen ve müzeci Prof. Dr. Tomur Atagök. ArtContact İstanbul tarafından takdim edilen “Sanatçı Onur Ödülü”, sadece bir kariyer kutlaması değil; aynı zamanda kadın sanatçıların, kolektif bilincin ve çağdaş müzeciliğin simgesi olarak onun katkılarını onurlandırma çabasıdır. Atagök, özellikle 1980’ler sonrasında kadın bedenine, kimliğine ve politikalarına dair önemli çalışmalar yapmış, bu alanlarda öncülük etmiş bir isimdir. Kadın bedenini bir anlatı ve direniş alanı olarak kullanan eserleri, toplumsal eleştiri ve farkındalık yaratma amacı güder. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Sanat ve Tasarım Fakültesi’nin kurulmasına öncülük ederek eğitim alanında da derin izler bırakmıştır. Ayrıca, Türkiye’de ilk kez gündeme getirilmiş “Kadın Müzesi” fikrinin temel taşlarından biri olmuştur. Bu ödül, onun çok katmanlı katkılarını ve kadın sanatına yaptığı kalıcı etkileri onurlandırma adına önemli bir semboldür.

Üç Kadın, Üç Katman, Tek Soru: Neden Kedi?

Özge Gökbulut Özdemir’in doğa ve çevre temalarını, Nur Gökbulut’un beden ve kimlik meselelerini ve Tomur Atagök’ün ise tarih ve belleği temsil ettiği bu üçlü yapı, kadın sanatçılar arasında kuşaklararası anlamlı bir diyalog ve ortaklık sunuyor. Ortak noktaları, hepsinin temelinde yatan temel soru: “Neden kedi?” Bu sorunun yanıtı ise, her zaman aynı netlikte ve sarsıcı biçimde geliyor: “Neden: Kedi?” Bu basit ve güçlü yanıt, sanatçılara göre, kedi sembolünün taşıdığı özgürlük, direniş ve toplumsal sembolizm açısından derin bir anlam taşıyor. Bu sergi, kadınların güçlüklerle ve toplumsal kalıplarla mücadelesinde, kedinin simgesel rolünü ve anlamını yeniden düşünmeye teşvik ediyor.

Etiketler : bienalfeminizmİstanbul Çağdaş Sanat Fuarıkadın müzesikadın sanatçıKadın temsilikedi sembolükolektif bilinçNur GökbulutÖzge Gökbulut Özdemirsanat ve belleksergiTomur AtagökToplumsal Farkındalık
PaylaşTweet
Önceki Haber

Market Fişlerine Dikkat: Sağlığınızı Korumanın Yolları

Sonraki Haber

Paris’te Türk Mutfağı Haftası Rüya Gibi Bir Geceyle Kutlandı

İlgili Haberler

Trabzon’da ‘Tersten Varoluş’ Sergisi

Trabzon’da ‘Tersten Varoluş’ Sergisi

4 Ekim 2024

Trabzon'da sanatseverlerle buluşan 'Tersten Varoluş' sergisi, çağdaş sanatın derinliklerine iniyor. Farklı bakış açılarıyla hayatı sorgulayan eserler, ziyaretçileri düşündürecek ve ilham...

PlumeMag’tan ‘Var Kalma Pratikleri’ Sergisi İstanbul’da Açıldı

PlumeMag’tan ‘Var Kalma Pratikleri’ Sergisi İstanbul’da Açıldı

20 Aralık 2024

PlumeMag, 'Var Kalma Pratikleri' sergisi ile İstanbul'da sanatseverlerle buluşuyor. Bu eşsiz sergi, varoluş ve kimlik temalarını keşfederek izleyicilere derin bir...

Yunus Tonkuş’un Sanat Yolculuğu: Derinlikli Bir Sergi Deneyimi

Yunus Tonkuş’un Sanat Yolculuğu: Derinlikli Bir Sergi Deneyimi

1 Ekim 2024

Yunus Tonkuş'un sanat yolculuğunu keşfedin! Derinlikli bir sergi deneyimiyle, sanatçının eserlerine ve ilham kaynaklarına dair etkileyici bir bakış açısı sunuyoruz....

İzmir’de 5-11 Mayıs Kültür ve Sanat Etkinlikleri Takvimi

İzmir’de 5-11 Mayıs Kültür ve Sanat Etkinlikleri Takvimi

4 Mayıs 2025

İzmir'de 5-11 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen kültür ve sanat etkinlikleri takvimini keşfedin. İlgi çekici etkinliklerle dolu bir hafta sizi bekliyor!

Bulgur Palas, İstanbul’un Kültür ve Sanat Mekânları Arasına Katıldı

Bulgur Palas, İstanbul’un Kültür ve Sanat Mekânları Arasına Katıldı

29 Şubat 2024

İstanbul'un tarihi ve kültürel mirası açısından büyük öneme sahip olan Bulgur Palas, yıllarca ihmal edildikten sonra, KİPTAŞ, İGDAŞ, İstanbul İmar...

Bridget Jones’un Yeniden Doğuşu ve Emmanuelle’in Feminist Anlatımı

Bridget Jones’un Yeniden Doğuşu ve Emmanuelle’in Feminist Anlatımı

15 Şubat 2025

Bridget Jones'un Yeniden Doğuşu, modern kadınların yaşadığı zorlukları ve özgürlük arayışını ele alırken, Emmanuelle'in feminist anlatımı ile bu temaları derinlemesine...

Sonraki Haber
Paris’te Türk Mutfağı Haftası Rüya Gibi Bir Geceyle Kutlandı

Paris'te Türk Mutfağı Haftası Rüya Gibi Bir Geceyle Kutlandı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

İnsan DNA’sının %60’ı Muzlarla Aynıdır İddiası ve Gerçekler

İnsan DNA’sının %60’ı Muzlarla Aynıdır İddiası ve Gerçekler

31 Mayıs 2025
Dijital İletişimde Yeni Bir Çığır: 1.02 Petabitlik Veri Hızı Rekoru

Dijital İletişimde Yeni Bir Çığır: 1.02 Petabitlik Veri Hızı Rekoru

31 Mayıs 2025
Avustralya Plajlarında Denizanası Tehlikesi ve İlk Yardım İpuçları

Avustralya Plajlarında Denizanası Tehlikesi ve İlk Yardım İpuçları

31 Mayıs 2025
Anderson’un Yeni Filmi: ‘Fenike Planı’ ve Derin Temaları

Anderson’un Yeni Filmi: ‘Fenike Planı’ ve Derin Temaları

31 Mayıs 2025
İstanbul’da Uluslararası Opera ve Bale Festivali Coşkusu

İstanbul’da Uluslararası Opera ve Bale Festivali Coşkusu

30 Mayıs 2025
Dünyanın Yörüngesinden Ayrılıp Uzay Boşluğuna Savrulma Tehlikesi: Gerçek Mi, Kurgu Mu?

Dünyanın Yörüngesinden Ayrılıp Uzay Boşluğuna Savrulma Tehlikesi: Gerçek Mi, Kurgu Mu?

30 Mayıs 2025
  • Anasayfa
  • Künye
  • Hakkımızda
  • Kullanım Koşulları
  • Çerez Politikası
  • İletişim

© 2024 Entelektüel Dünya | Web Tasarım : Paragon Tasarım

Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
  • Bilim
  • Sanat
  • Felsefe
  • Röportajlar
  • Köşe Yazıları

© 2024 Entelektüel Dünya | Web Tasarım : Paragon Tasarım