Kaptan Kadavra: Metal Müziğin Ankara’daki Yeni Yüzü
İnanmayacaksınız ama Kaptan Kadavra, fantastik bir çizgi roman karakteri ya da süper kahraman değil; tam aksine, Ankaralı bir metal müzik topluluğu. Yine inanmayacaksınız ama bu ekip, bildiğiniz uzun saçlı, karalar giymiş metalcilerden de oldukça farklı. Nasıl derler, hepsi oldukça prezantabl, babaannelerimizin tabiriyle efendi çocuklar.
ÜÇ ALBÜM…
Çiçeği burnunda bir grup olan Kaptan Kadavra, 2020 yılında kurulmuş. Beş yıl gibi kısa bir zaman diliminde, tam üç albüm çıkarmayı başarmışlar ve müziklerini dijital dünyaya salmışlar. Ankara’nın gri ruhuna, varoluş kaygılarını ekleyerek bu duyguları olağanüstü bir motivasyonla müziğe dönüştürmeyi başarmışlar. Türkçe şarkılarında karamsar ve sarkastik (arada küfürlü) ifadeler kullanmalarına rağmen, yoğun bir biçimde kayboluş ve ölüm temalarını işlemelerine rağmen, genel olarak tabloyu negatif görüntüden kurtarmayı iyi bilmişler.
Bunu müzikal olarak, türlerinin alışıldık kalıplarının dışına çıkarak, yumuşak ve melodik pasajlarla dinleyicilerini dinlendirerek başarmışlar. 2021 yılında çıkardıkları kendi isimlerini taşıyan ilk albüm, vokalde Oset Kankoç, gitarlarda Anıl Özbek ile Barkın Seydioğulları, davulda Anıl Atak ve basta Gürkan Gürler’den oluşan topluluğun gelecekte neler yapabileceğine dair potansiyelini müjdelerken, kendilerine ait inançlarını ve özgüvenlerini de ortaya koyuyordu.
İkinci albüm “Mental Yara”, ilk albüme göre daha derli toplu bir çalışma olmuş ve topluluğun kendini tekrar etmeyeceğinin, sadece metal müzikle sınırlı kalmayan bir müzik anlayışına sahip olduğunun işaretini vermişti. Üçüncü albüm “Steril ve Kimliksiz” ise, daha profesyonel bir prodüksiyon olarak Kaptan Kadavra’nın olgunluk dönemine girdiğine dair önemli bir sinyal taşıyordu.
KAPTAN KADAVRA
Şimdi bir başka ilginç detay; hani şu Rainbow45 adındaki plakçı var ya Kadıköy’de, kimselerin cesaret edemediği plakları basan, yeryüzünün son romantik müteşebbisi. İşte o Salih Karagöz, Kaptan Kadavra’nın üç albümünü ayrı ayrı plak olarak bastı. Hızını alamayıp, 100 tane de plaklarla birlikte içinde farklı malzemelerin bulunduğu (mörçendayzing dedikleri) bir bokset üretti.
Son söz olarak, Kaptan Kadavra dışarıya verdiği görüntüde grafik tasarımından video kliplerine kadar uzanan bir titizlik içinde, sağlam, samimi ve iyi düşünülmüş bir imaja sahip. Ancak gelin görün ki, bu tür topluluklar, zalim hayat şartları gibi malum nedenlerle bizim memlekette kısa ömürlü olabiliyor. Temenni ediyoruz ki Kaptan Kadavra, münferit bir örnek olarak yazılır deftere. Niçin mi temenni ediyoruz? Zira Kaptan Kadavra, tartışmasız son yıllarda bu türde buralardan çıkan en yürek hoplatan topluluk olma özelliğini taşıyor.