Geçmişin izlerini taşıyan anlar, bir kapı araladığınız anda gerçeküstü bir yolculuğa dönüşür. Colin Farrell’ın başrolünde olduğu bir gelecek görünümü sunan Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk’ta Kogonada, yaşam, ölüm ve aşk temalarını daha derinlemesine işlemiştir; fakat bu kez, geçmişi ve hayali bir dünyayı bir araya getirerek karakterlerinin duygusal ayrıntılarını zenginleştirir. Farrell ile Margot Robbie’nin onsuz da bir arada düşlenen anları ve düğün mekânında karşılaşılan bekâr bir kadın olan Sarah üzerinden kurulan bağ, yol boyunca kapılardan geçerek öznel zaman dilimlerinin iç içe geçmesini sağlar. Bu yolculuk, mutluluğun ve kırgınlığın inceliklerini, pişmanlıklar ile sevinçlerin karşıtlığıyla bize hatırlatır.
HAYAO MİYAZAKİ ETKİSİ Filmin senaryosu Seith Reiss tarafından kaleme alınırken, üslup olarak Miyazaki’nin estetiğinden esintiler taşır. Usta sanatçının Şato Yürüyen, Prenses Mononoke ve Ruhların Kaçısı’ndan izler taşıyan yaratıcı bir evren kurulur. Yönetmen, izleyicilere misafirperver ve şaşırtıcı bir dünyanın kapısını aralamak için iki oyuncuya ev ödevleri verir: 1940-1950’lerin technicolor tekniğini, yapay renklerle birleştiren bir yaklaşım, insanların duygularına dokunur. Colin Farrell, Margot Robbie, Kevin Kline, Phoebe Waller-Bridge ve Lily Rabe’in performansları, insan iletişimin nüanslarını yansıtmayı amaçlar. Kogonada, ilişkilerin gerçekçi olasılığı ile romantizmin korunması arasındaki dengeyi ve dünyanın gerçekliğiyle dürüstlük arasındaki sınırları sorgular.
ANI YAŞAMANIN DEĞERİ Stephen King hayranı olan Mike Flanagan, Chuck’ın Hayatı adlı kısa öyküsünden hareketle sıradan bir muhasebecinin 39 yıllık yaşamını sondan başlayarak tasvir eder. Son bölümde yer alan “Teşekkürler Chuck” sahnesi, dünyanın sonunun hissedildiği bir atmosfer yaratır ve bu noktada insanlar kendi son anlarını kimlerle paylaşmak ister sorusunu gündeme getirir. Yaşanan anlar arasında, Felicia’nın evine doğru ilerlerken pencerelerde asılı yazılar büyülü bir dokuyla yer değiştirir; karakterler bahçede birlikte yıldızları izler ve anlık danslar yaşamın değerini hatırlatır. Flanagan, karakterlerin içsel yolculuklarını derinleştirirken, 1980-1990’lar arasındaki estetik ve duygusal tonları ustalıkla kullanır. Tom Hiddleston, Chiwetel Ejiofor, Karen Gillan, Mia Sara, Annalise Basso ve Jacob Tremblay gibi isimler, hayatın kutlanması ve sıradan anların güzelliğini vurgulayan bu anlatıda karşımıza çıkar.