Rusya’nın uzak bir köşesinde, paslanmış ve cıvatalarla kapatılmış bir metal kapak tarafından korunan Kola Süper Derin Sondaj Kuyusu, ilk bakışta sıradan bir yapıya benziyor olabilir. Ancak bu kuyu, Soğuk Savaş döneminde, Dünya’nın kabuğuna açılan eşsiz bir jeolojik portal olarak öne çıkıyor. Kola Yarımadası’nda, kuzey Norveç sınırına yakın bir bölgede yer alan bu kuyu, insan yapımı en etkileyici yapılar arasında sayılıyor.
Kuyunun kendisi, merkezi bir kuyudan dallanarak açılan birçok sondaj deliğinden oluşmaktadır. Bu sondaj deliklerinin en derini, SG-3 olarak adlandırılan kuyu, Dünya’nın kabuğuna yaklaşık 12.263 metre derinliğe kadar iniyor. Yine de, bu muazzam derinliğe rağmen kuyunun çapı yalnızca bir yemek tabağından daha geniş değil. Başka bir deyişle, bu kuyu, Everest Dağı ve Fuji Dağı’nın üst üste konulması kadar derin ve okyanusun en derin noktası olan 11.034 metre derinlikteki Mariana Çukuru’ndan daha derine iniyor.
Sovyetler Birliği ve ABD’nin Sondaj Yarışı
Soğuk Savaş döneminde yaşanan pek çok gelişme gibi, Kola Süper Derin Sondaj Kuyusu da ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki bir rekabetin sonucunda ortaya çıktı. Bu yarışı başlatan taraf Amerikalılar oldu. 1960’ların başında ABD, Mohole Projesi’ni başlatarak Dünya’nın kabuğunu delip kabuk ile manto arasındaki sınırdan örnekler almayı hedefledi. Meksika Pasifik’inde, volkanik bir adanın yakınındaki deniz tabanında bir gemiden sondaj yaparak başlanan bu proje, bilimsel muhalefet, kötü yönetim ve finansal sorunlar nedeniyle başarısız oldu ve sonuçta iptal edildi.
Sovyetler Birliği’nde ise işler daha düzenli bir şekilde ilerledi. Sondaj çalışmaları 24 Mayıs 1970 tarihinde başladı ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünün hemen ardından, 1992 yılına kadar devam etti. Ancak projeyi durduran sadece siyasi kargaşa ve mali sıkıntılar değildi. BBC Future’a göre sondajın sona ermesinin arkasındaki neden, kuyunun dibindeki sıcaklıkların 180°C gibi beklenenden çok daha yüksek bir seviyeye ulaşmasıydı.
Terk Edilmiş Bir Miras
Proje alanı şu anda terkedilmiş durumda ve harabe halindeki bir bina ile yere sabitlenmiş cıvatalı bir kapaktan oluşuyor. Rusya, 2008 yılında kuyuyu yok etme planlarını duyurdu. Bazı spekülasyonlara göre kuyunun bir kısmı betonla doldurulmuş olabilir. Her ne kadar uzun süredir kullanılmıyor olsa da, bu proje zirve döneminde birçok bilimsel bulguya zemin hazırladı. Kola Süper Derin Sondaj Kuyusu, öncelikle Dünya’nın jeolojisi hakkında paha biçilmez bilgiler sunarak, Dünya’nın yaklaşık 1,4 milyar yıllık tarihini gün yüzüne çıkardı.
En çarpıcı bulgulardan biri, derin kayaların suyla dolu olduğuydu. O zamana kadar, kayaların geçirimsiz bir tabakanın altında mühürlenmiş olması nedeniyle bunun imkansız olduğu düşünülüyordu. Ayrıca, kuyunun derinliklerinde fosilleşmiş 14 tür mikroorganizma bulundu ve altın, bakır, nikel gibi değerli yataklar keşfedildi. Kola Süper Derin Sondaj Kuyusu, Soğuk Savaş döneminde artan bilimsel rekabetin bir sembolüydü. ABD ve Sovyetler Birliği’nin teknolojik ve bilimsel üstünlük elde etme çabaları sırasında, bu kuyu Sovyetler Birliği’nin Batı’nın başarılarına rakip olma ve hatta onları aşma konusundaki hırsının ve kararlılığının bir göstergesi haline geldi.