İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası isimli romanını okuduysanız, kurşunu altına çevirmek için türlü taklalar atan kahramanların şaşırtıcı öyküsünü hatırlıyor olmalısınız.
Orta Çağ simyacıları için nihai hedeflerden biri olan kurşunu altına dönüştürme hayali, yalnızca efsanevi bir uğraş değil, aynı zamanda insanlığın doğa üzerindeki hâkimiyet arzunun sembolüydü. Bu hayal, yüzyıllar boyunca bilimsel ve mistik arayışların odak noktası olmuştur.
Modern Bilimde Transmutasyon ve CERN
Günümüzde, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) bünyesindeki bilim insanları, dünyanın en güçlü parçacık hızlandırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) sayesinde kurşunu altına çevirmeyi amaçlayan eski hayali gerçeğe yakınlaştırdı. Ancak bu, popüler kültürdeki transmutasyon örneklerinden oldukça farklıdır.
LHC, atom altı parçacıkların inanılmaz yüksek hızlarla çarpıştırılmasıyla, maddelerin temel yapısına müdahale ederek yeni ve beklenmedik reaksiyonlar ortaya çıkmasını sağlar. Bu deneyler, sadece kurşun atomlarının yapısında değil, aynı zamanda evrenin başlangıcına ait temel bilgilerin de keşfedilmesine katkı sağlar.
Kurşunun Altına Dönüşüm Süreci ve Bilimsel Gerçeklik
Bu deneylerde, kurşun iyonları proton veya nötron kaybına uğratılarak, altına benzer yapılar üretmeye çalışılır. Zira, kurşun atomları yalnızca üç proton fazla olan altın atomlarından oldukça yakındır. CERN’de yapılan çalışmalar sırasında, proton kayıplarına bağlı olarak, kurşun atomlarının bazı durumlarda geçici olarak altına dönüşebildiği gözlemlendi.
Ancak bu dönüşüm anlık ve oldukça nadirdir. Deneyler sırasında, atomlar hızla parçalanıp birçok parçacığa ayrılır. Bu olay, bilim dünyasının ilgisini çeken ve yeni araştırmalara kapı aralayan önemli bir gelişmedir.
Gerçekçi Sonuçlar ve Güncel Durum
2015 ile 2018 yılları arasında gerçekleştirilen deneylerde, yalnızca yaklaşık 29 pikogram altın üretildiği tespit edilmiştir. Bu miktar, birkaç gram altına ulaşmak için gereken seviyenin milyarlarca katıdır ve günlük yaşamda kullanılabilir bir altın üretimi anlamına gelmemektedir.
Ancak, CERN ekipleri sürekli teknolojiyi geliştirmekte ve yeni deneyler yapmaktadır. Bu gelişmeler sayesinde, elde edilen miktar neredeyse iki katına çıkmış olsa da, halen büyük ölçekli altın üretimi söz konusu değildir.
Hayali Gerçeğe Yaklaştıran Bilimsel Çalışmalar
Elbette, bu çalışmalar sadece teorik ve laboratuvar ortamında kalmaktadır. Eğer devasa çapta, yaklaşık 200 km genişliğinde bir hadron çarpıştırıcısı inşa edilirse, mikroskop altında görülebilir seviyelerde altın üretimi mümkün olabilir. Fakat bu, teknolojik ve ekonomik açıdan şu an için uzak bir olasılıktır.
Mevcut durumda, CERN’deki bilim insanları, bu sürecin temel mekanizmalarını anlamaya ve doğanın sırlarını çözmeye odaklanmış durumda. Astronomik maliyetlerle inşa edilen büyük hızlandırıcılar, sadece kurşun ve altın gibi elementlerin transmutasyonunu değil, aynı zamanda evrenin temel yapıtaşlarını anlamamıza da katkı sağlar.