Van Kalesi’nin kuzeyindeki höyükte yürütülen kazı çalışmaları sırasında, tarih boyunca unutulmuş bir iz, tekrar gün yüzüne çıkarıldı. Bu özel kazı alanında yapılan çalışmalar sırasında, Urartu dönemine ait 36 numara büyüklüğünde bir kadın ayak izine rastlandı. Bu eşsiz keşif, sadece arkeolojik açıdan değil, aynı zamanda kadın emeği ve yaşamına dair önemli bir belgedir. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Konyar’ın önderliğinde 2018 yılında gerçekleştirilen kazıların sonunda ortaya çıkan bu ayak izi, koruma altına alınmış ve kalıbı alındıktan sonra sergilenmek üzere hazır hale getirilmiştir.
Bu nadide eser, 2018 yılında Van Kalesi Höyüğü’nde yapılan kazılarda, uzmanların dikkatini çekmiş ve uzun süredir koruma altında tutulmuştur. Kalıbı alındıktan sonra, Antalya’da uzmanlarca detaylı incelemeler yapılmış ve ayak izinin, milattan önce 6. ile 9. yüzyıl arasına tarihlendirildiği belirlenmiştir. Ayrıca, ayak izinin büyüklüğü ve yapısı, Urartu kadınlarının yaşam tarzı ve günlük aktiviteleri hakkında da ipuçları sunmaktadır. Bu bulgunun, sadece teknik bir veri olmanın ötesinde, binlerce yıl öncesine ait kadınların yaşamını ve emeğini anlatan sessiz bir tanıklık olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Sergi ve Gözlemler
Ayak izinin sergilenmeye başlamasıyla birlikte, kültürel mirasın ve kadın emeğinin önemi yeniden vurgulanmaya başlandı. Van Müzesi’nde, “100+2 Süreli Müze Sergileri Projesi” kapsamında gerçekleştirilen bu sergi, ziyaretçilere geçmişle bugünü bağlayan güçlü bir anlatı sunuyor. 31 Ağustos’a kadar devam edecek olan sergi, sadece bir arkeolojik eser değil, aynı zamanda kadınların tarih boyunca taşıdığı değeri ve yaşamın çeşitli aşamalarında gösterdikleri emeği temsil ediyor.
Müze Müdürü Bülent Demir, konuyla ilgili şunları söyledi: “Van Müze Müdürlüğü olarak, 100+2 sergisinde Urartu’dan günümüze kadın temalı sergimizi gururla açmış bulunuyoruz. Bu sergide ilk defa teşhir edilen kerpiç üzerine basılı kadın ayak izi, sergimizin en dikkat çekici ve anlamlı parçası olmuştur. Eserimiz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Erkan Konyar başkanlığında 2018 yılında gerçekleştirilen kazılar sırasında bulunmuştur.”
Kadının Emek ve Yaşamına Dikkat Çekme
Kerpiç üzerinde yer alan bu anlamlı ayak izi, sadece bir teknik bulgu değil, aynı zamanda geçmişin kadın yaşamına ve emeğine dair güçlü bir semboldür. Demir, bu izlerin, o dönemlerde kerpiç yapımında kadınların aktif rol aldığını gösterdiğini vurguladı: “Yapılan etnografik çalışmalar, geçmişte de kerpiç yapımının çoğunlukla ev halkı, özellikle kadınlar tarafından gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır. Bu ayak izi, sadece teknik bir veri değil; binlerce yıl öncesine ait gündelik yaşamın, emeğin ve kadının varlığını anlatan sessiz bir hikayedir.” Demir, sözlerine ekledi: “Bugün bu izleri sergilerken, sadece bir arkeolojik eser değil, aynı zamanda kadınların yaşamını, emeğini ve toplum içindeki yerini yansıtan önemli bir sembolü de ön plana çıkarıyoruz. Bu eser, geçmişle günümüz arasındaki bağı güçlendiren ve kadınların tarih boyunca taşıdığı değeri hatırlatan kıymetli bir mirastır.”