ANNEM NÜKHET RUACAN ‘LIVE’ (ADA MÜZİK)
Yıl 1998, yer Nişantaşı’ndaki Reasürans Çarşısı’nda bulunan AFM Kerem Görsev Jazz Bar. O akşam, sahneye ilk notalar yayıldığında, tonmayster Engin Gençer kayıt cihazının kırmızı tuşuna basıyor. Bu an, caz tarihimize değerli bir belge eklemek için önemli bir adım oluyor. Sahnedeki iki müzisyen; vokalde Nükhet Ruacan ve piyanoda Nilüfer Verdi. Onlara eşlik eden iki yetenekli Rus sanatçı ise; basta Gregory Sydsef ve davulda Igor Ignatov. Bu kayıtlar, yıllarca kayıp kalmış bir CD’de saklı duruyor, Ruacan ailesinin sohbetlerinde her zaman bu kayıttan bahsediliyor, “bulup yayımlasak” dilekleriyle geçiyor zaman. Yıllar sonra, Nilüfer Hanım’ın çekmecesinden bu eserler gün yüzüne çıkıyor. Nükhet Hanım’ın kızı Roksan tarafından sürdürülen araştırmaların sonucunda, 180 gramlık bir plak ve dijital platformlarda yayımlanan bir albüm ortaya çıkıyor. Ancak telif hakları gibi sebeplerle, bu repertuvardan sadece dokuz caz standardı plağa alınabiliyor. Arada yer alan konuşmalar ve alkışlar, kaydın bir caz barındaki atmosferini daha da güçlendiriyor. Nükhet Hanım, kadife yüzeyi kadar pürüzsüz, ses kontrolü yüksek ve entonasyonu sağlam sesiyle mükemmel yorumlar sunuyor; Nilüfer Verdi ise önündeki yarım kuyruk Yamaha C5’in hakkını sonuna kadar veriyor. 2007 yılında hayata veda eden Nükhet Hanım’ın yayımlanmış çok az kaydı bulunuyordu; “Annem Nükhet Ruacan” bu eksikliği harika bir şekilde kapatıyor.
FIRAT GÜNEL ‘ECHOES OF ANATOLIA / ANADOLU’NUN YANKILARI’ (KARACA MÜZİK)
Bizde ünlü sanatçıların arkasındaki emekçilerin isimleri, konunun derinlemesine meraklıları dışında pek bilinmez. Henüz 40 yaşında olmasına rağmen flüt ve piyano çalan, düzenlemeler yapan Fırat Günel, bu isimlerden biri. İzmirli Günel, eğitimini tamamladıktan sonra birçok sahnede performans sergilemiş, özellikle Fuat Saka’nın turnelerinde yeteneklerini sergilemiştir. Ancak yoğun mesaisi arasında, kendisine yüklediği görevleri de ihmal etmemiştir. İlk ürün olarak karşımıza çıkan, üç parçadan oluşan enstrümantal bir EP (kısaçalar) niteliği taşıyor.
“Echoes of Anatolia / Anadolu’nun Yankıları”, üç anonim türküden oluşuyor. İlk parça, bir Rumeli türküsü olan “Yağmur Yağar Taş Üstüne”. Bu parçada Günel, yalnız başına piyano ve yan flüt çalıyor, ayrıca vokal yapıyor. Son derece duygusal bir eser olan bu parça, Günel’in yorumuyla tam dozunda bir atmosfer yaratıyor. Bu eser, senfonik esintilerle bezeli bir new-age tarzında tarif edilebilir. İkinci eser ise, yine bir Rumeli türküsü olan “Bülbülüm Altın Kafeste”. Bu parçada, Günel’e uduyla Ahmet Ürütük eşlik ediyor. Sözsüz olmasına rağmen, aşk ve hasret teması hemen hissediliyor. Son eser, Kıbrıs türküsü “Mağusa Limanı”. Bu parçada, piyano çalan Günel’in konuğu ise kabak kemanede Cafer Nazlıbaş. Günel, ilk çalışmasıyla geçmişten aldığı mirası geleceğe taşıyor; yani hem geleneksel hem de modern bir sentez ortaya koyuyor.