Şairimiz, büyük ustamız, Nâzım Hikmet, “Yürümek” sözleriyle bizlere yaşam boyunca süregelen direniş ve umut dolu yürüyüşünü anlatır. “Dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup, kellelerini orta yere koyup, yüreğini yumruklarının içine alarak yürümek”… Bu dizeler, sadece bir yürüyüş değil, aynı zamanda özgürlük ve kardeşlik yolculuğunun simgesidir. Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde (NHKM) düzenlenen ve onun 62. ölüm yıldönümünde gerçekleştirilen “Ortak Hayal” sergisi, Nâzım’ın düşünce ve sanat dünyasına yaptığı çağrıyı yansıtan önemli bir etkinliktir. Serginin en üst katında, Senan Kara’nın duygusal sesiyle okunan “Yürüyüş” şiiri, ziyaretçilere ilham veriyor ve onun yaşam felsefesinin izini sürdürmeye davet ediyor.
Mineli Kuş Dinletisi ve Serginin Başlangıcı
Sergi, piyanist Şimal Ertekin’in özel dinletisiyle başladı. Bu anlamlı etkinlikte, Nâzım Hikmet’in senaryosunu kaleme aldığı ve Muhsin Ertuğrul’un filmi için hazırlık yaptığı “Mineli Kuş” adlı yapımın müziği seslendirildi. Mesud Cemil’in bestelediği bu eser, Nâzım Hikmet’in siyasi nedenlerle çekimlerinin durdurulmasıyla tamamlanamamış olsa da, onun sanatını ve direniş ruhunu yansıtan önemli bir parça olarak sergileniyor. Dinletinin ardından, NHKM adına serginin açılışını yapan oyuncu Selen Kartay, sergide Nâzım’ın dostlarını ve yoldaşlarını bir hayalin peşinde yürümeye çağırışını vurguladı. Kartay, “Nâzım’ın hayaline ortak olma sürecinde, onun cüretkâr ve kararlı duruşunu, birlikte üretme ve mücadele etme iradesini görüyoruz” diyerek, Nâzım’a bakışlarının sadece anma değil, ilham ve ruh çağırma olduğunu belirtti.
Kolektif Bir Ürün ve Cumhuriyetin İzleri
Sergi ekibi adına söz alan akademisyen ve yazar Kaya Tokmakçıoğlu, serginin yalnızca bir edebiyat veya sanat tarihinin parçası olmadığını, aynı zamanda bu toprakların en büyük kırılma noktalarından biri olan Cumhuriyet’in ilerici birikimini yansıtan özgün örnekler içerdiğine dikkat çekti. Tokmakçıoğlu, “Nostaljik bir Nâzım anmasından çok öteye geçerek, bugünün aydınlarını, sanatçılarını ve emekçilerini örgütlemeye çalışan bir kolektif ürün ortaya koyduk” dedi. Sergide, yalnızca Nâzım Hikmet değil; Orhan Kemal, Kemal Tahir, Muhsin Ertuğrul, Oktay Rifat, Orhan Veli, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Abidin Dino, Ekrem Reşit Rey, Semiha Berksoy, Nail Çakırhan, İbrahim Balaban ve daha birçok önemli isimle karşılaşıyoruz. Nâzım’ın şiirleri, tiyatro ve sinema alanındaki çalışmaları, siyasi yaşamı ve kişisel anılarıyla zenginleştirilen bu sergi, yaz ayları boyunca ziyaretçilere açık olacak ve kolektif ruhu canlı tutmayı amaçlıyor.
Dizelerle Başlayıp Dizelerle Bitsin…
Nâzım Hikmet, “Biz anlamayız/ tek ağzın türküsünü” diyerek, birlik ve beraberliğin önemini vurgular. “Her matem gecesi/ her bayram günü,/ şarkılarımız/ bir gaz sandığını yere yıkarak/ sandığın üstüne çıkarak/ kocaman elleriyle tempo tutmalıdır…” Bu dizeler, onun birlikte olma ve dayanışma çağrısını en güzel şekilde özetler. Şiirleriyle ve yaşamıyla bizlere hep birlik olmayı, mücadele etmeyi ve hayalleri paylaşmayı öğretir. Bu sergi de, onun hayaline ve kolektif üretim ruhuna omuz vermek, onun izinde yürüyenlerin dayanışmasını güçlendirmek adına önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Nâzım’ın sözleri ve düşünceleriyle şekillenen bu kolektif ürün, hep birlikte yürümeye devam etmenin sembolüdür.