Nuri İyem’in Sanatına Dair Derin Bir Keşif: “Solo Botter”
Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun, asistan küratörlüğünü ise İrem Büşra Coşkun’un üstlendiği “Solo Botter: Nuri İyem” isimli sergi, sanatçının yaşadığı coğrafyaya özgü öz arayışını derinlemesine incelemek amacıyla tuvalin karşısına geçtiği temaları bir araya getiriyor. Sergi, İyem’in eserlerini “Portreler”, “Natürmort ve Soyut”, “Yüzler”, “Peyzaj”, “Anadolu ve Göç” ile “Sıradan Sevdalar” başlıkları altında topluyor. Ayrıca, Casa Botter’in ikinci katında Nuri İyem’in kişisel eşyaları da ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. İBB Kültür ve İBB Miras’ın ev sahipliğinde düzenlenen bu sergi, 29 Ağustos’a kadar açık kalacak.
ISRAR VE TEKRAR
Nuri İyem’in 3 binden fazla eserinin bulunduğu biliniyor. Küratör Levent Çalıkoğlu’na serginin küratöryel süreci hakkında sorular yönelttiğimizde, İyem denince akla ilk gelenin Anadolu kadınlarının ikonik gözleri ve ifadeleri olduğunu belirtiyor. Ancak serginin çıkış noktasının sadece bu önemli konuyu tekrarlamak olmadığını vurguluyor. Çalıkoğlu, “Erken döneminden itibaren onun sanatında tekrar ettiği ve geliştirdiği temalara odaklandık. İyem’in sanatını anlayabilmek için 1940’ların ikinci yarısında Nasip Hanım’ın portrelerini yapmaktaki o ısrara ve tekrara bakmak gerekiyor. Nitekim 90’lı yıllardan örnekler de sergide yer alıyor. Çünkü o portrelerin pek çok teknik ve resimsel özelliği, aslına bakılırsa o yüzlerde de devam ediyor” diyor.
SOYUT ÇALIŞMALAR
İyem’in, aslında pek bilinmeyen bir diğer yönü ise soyut eserleridir. Sergide bu eserlere özel bir bölüm ayrılmış. Çalıkoğlu, İyem’in, döneminin soyut sanata ilişkin pek çok örneğiyle karşılaştırıldığında son derece özgün ve yaratıcı işler çıkardığını belirtiyor. “40’ların sonunda başlayan soyutlamaları, 50’lerde geometrik ve lirik bir şekilde, 60’larda ise rengin ve dokunun araştırıldığı, yalnızca renk ve dokuyla oluşturulmuş soyutlara doğru evriliyor. Bu alanı da açmak gerekiyordu, çünkü Nuri Bey, zamanında kendi sözleriyle soyuta ilişkin bir dünyayı aralamak istediğini söylüyor” şeklinde ekliyor.
SANATÇI DURUŞU
Çalıkoğlu, sergiye Nuri İyem’in sanatındaki tüm temalara odaklanan retrospektif bir kurgu içerisinde bakılabileceğini ve onun sözlerinin de yer aldığı bir araştırma sergisi olarak değerlendirilebileceğini ifade ediyor. İyem’in eserlerinin dili, konuları ve imgeleriyle insanların kendilerini yakın hissetmelerini sağladığını, bunun bir sanatçı olarak elde edilmesinin zor olduğunu vurguluyor. “Yıllara yayılan, farklı kuşakları etkileme gücü ve yeteneği olan çok az sanatçı var sanat tarihimizde. Nuri Bey, bunun çok ayrıcalıklı ve öncü isimlerinden birisi. İyem, İstanbul odaklı sanat tarihimizin içinde durup, etraftaki sosyal ve kültürel politik dünyanın içinde kendine özgü bir alan aralaması açısından da farklı bir isim. Bugün bu kolay görünüyor ama değil. Sanatın, görünürlük alanlarının hegemonik bir şekilde bazı kurumlar ve kişiler tarafından sahiplenildiği bir zaman diliminde, bunu sürdürebilmek, arkasında durmak ve sanat üreterek yaşamak gerçekten kolay değil. Buradaki inat, ısrar ve çabası çok önemli. Bugün pek çok sanatçıya ‘sanatçı duruşu’ konusunda etki ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullanıyor.