Petük’ün Sanat Yolculuğu ve İlk Kişisel Sergisi
Petük, bu ilk kişisel sergisinde “Susmuşlar Bahçesi” başlığı altında, izleyicilere hafızanın ve kaybın iç içe geçtiği karmaşık ilişkileri derinlemesine sunuyor. Sergide yer alan eserlerde, görüntüler, belirsizlik ve hafıza arasındaki sınırları zorlayan yüzeyler ve sisli peyzajlar aracılığıyla anlatılıyor. Sanatçı, fotoğrafik imgedeki kadrajı, bulanıklık ve ışık gibi unsurlarla zenginleştirerek, resim diline akrilik ve yağlı boya teknikleriyle aktarıyor. Bu yaklaşım, izleyicinin netlikten çok, hatırlama ve hayal etme süreçlerine odaklanmasını sağlıyor.
Yaşamın Belirsizliği ve Görsel Düşünce
Sergideki eserler, üç ana kategoriye ayrılıyor: Yolculuk sırasında zihinde beliren yüzeysel görüntüler, ön planda yer alan figürler ve tekinsiz bir ormanda yürüyormuş gibi hissettiren orman kompozisyonları. Ortak noktaları ise, hepsinin bulanık ve hayali bir atmosferde yer alması. Petük, bu bulanıklığı adeta kendi imzası gibi kullanıyor ve açıklıyor: “Başlangıçta resimlerimi daha net yapardım. Ancak zamanla, içimde yol alan hikâyelerin de belirsiz olduğunu fark ettim. Çünkü yaşam da, tıpkı bu bulanıklık gibi, belirsizlikler ve gizemler içinde şekilleniyor. Yaşarken, belirsizliğin içinde anlamlar beliriyor ve kayboluyor.”
Doğadan ve Mitolojiden İlham
Petük, doğada karşılaştığımız olayları ortak akılla hikâyelendirmeyi amaçlıyor. Güçlü ve güçsüz, uyumsuz ve uyumlu, güzel ve çirkin gibi kavramları, ağaçlar ve ormanlar üzerinden anlatmayı tercih ediyor. Bu bağlamda, orman kompozisyonları ve özellikle tekinsiz bir atmosfer yaratmaya çalışan resimleri, onun doğa ve mitoloji arasındaki derin bağları keşfetmesine vesile oluyor. Servi ağacının sıkça tekrar ettiğini fark eden sanatçı, bunun nedenlerini araştırmaya başlıyor ve mitolojideki anlamını keşfediyor.
Servi Ağacının Mitolojik Hikayesi ve Sanatına Yansıması
Sanatçı, şu hikâyeyi anlatıyor: “Mitolojide, Apollon ile Kiparissos arasında geçen bir hikâye var. Kiparissos, bir çoban ve okçu. Apollon, ona aşık olur ve bir gün ok talimi yaparken, kıskançlıkla ok yönünü saptırıp geyiği vurarak öldürür. Bu olay, Kiparissos’un büyük bir acıya kapılmasına neden olur. En sonunda, Kiparissos, ‘Ben de ölmek istiyorum’ diyerek Apollon’dan yardım ister. Bu yalvarış üzerine, Apollon onu ölümsüz bir servi ağacına dönüştürür. Batı mitolojisinde, servi ağacı, yas ve anıların simgesi olarak yer alır. Bu hikâye, sanatçının orman ve ağaç temalarını işlerken, ona ilham kaynağı olmuştur.”
Petük, ayrıca John Berger’in “Tren Rayları” adlı kitabındaki “Ağaç çıplaktır ama ölüleri saklar” sözünün de, çalışmalarında derin bir etkisi olduğunu belirtiyor. Bu söz, doğanın ve ağaçların, hem yaşam hem de ölüm arasındaki geçişleri saklama ve gizleme fonksiyonunu simgeliyor.
Sergi Detayları ve İzleyiciye Duygusal Yolculuk
Sanatçının aile, yolculuklar, hatırlamalar, yas ve tekinsizlik gibi temaları derinlemesine sorguladığı “Susmuşlar Bahçesi” sergisi, 14 Haziran tarihine kadar Kairos’ta ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. İzleyicilere huzurlu bir içsel yolculuk ve ruhlarına iyi gelecek bir tını sunmayı amaçlayan bu sergi, belirsizliğin ve hafızanın büyülü dünyasına kapı aralıyor.