Prof. Dr. Nurhan Atasoy’un Yeni Eseri: Osmanlı Dönemi Hamam Kültürü
Sanat tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy, son yedi yıldır yaptığı titiz araştırmaların sonucunda Osmanlı dönemi hamam kültürüne dair ilk kitabını yayımladı. Bu eser, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Hürrem Sultan için Mimar Sinan tarafından inşa edilen ve dönemin mimari incisi olarak kabul edilen Hürrem Sultan Hamamı’nı merkezine oturtuyor. Kitap, hem İngilizce hem de Türkçe olarak okuyucularla buluşuyor.
Hamam Kültürünün Avrupa’ya Yayılışı
“Ayasofya Haseki Hürrem Sultan Hamamı: Türk Hamam Kültürü ve Avrupa’ya Yayılışı” adlı bu eser, Evliya Çelebi’nin gözlemleri, Avrupalı seyyahların yazdıkları ve sanatçıların hamamlarla ilgili anlatımlarıyla zenginleştirilmiş. Bu bağlamda, Osmanlı Devleti’nde su ve temizlik anlayışının nasıl köklü bir gelenek haline geldiği detaylı bir şekilde ele alınıyor. Atasoy, hamam kültürünün kökenlerini, toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini ve Avrupa’daki yansımalarını derinlemesine araştırıyor.
Mimar Sinan’ın Eşsiz Yaklaşımı
Türk hamam mimarisi ve estetiği açısından önemli bir kaynak niteliği taşıyan “HAMAM” kitabı, Mimar Sinan’ın özgün mimari yaklaşımını, 16. yüzyılda inşa edilen Hürrem Sultan Hamamı’ndaki tasarım ilkelerini ve bu yapının günümüze kadar nasıl ulaştığını kapsamlı bir biçimde inceliyor. Kitap, Masa Yayınları tarafından yayımlanmış olup, arşiv belgeleri, Osmanlı dönemine ait illüstrasyonlar, çeşitli müzelerden elde edilen özel fotoğraflar ve hamam kültürüne ilişkin geniş bir literatür taramasıyla destekleniyor.
“Duyduğum Hayranlık Hiç Eksilmedi”
Kitabın tanıtım toplantısında, Prof. Dr. Atasoy, çocukluk yıllarından itibaren Hürrem Sultan Hamamı’na duyduğu derin ilgi ve hayranlığın, onu bu kitabı yazmaya yönlendirdiğini belirtti. Sanat tarihine olan tutkusunun temellerinin de bu dönemlerde atıldığını ifade eden Atasoy, kitabın ortaya çıkış sürecini şu sözlerle dile getirdi: “Çocukluk yıllarım, Sultanahmet’te geçti. Okula giderken her gün Ayasofya Hamamı’nın önünden geçerdim. Mimar Sinan’ın bu şaheserine duyduğum hayranlık içimde hiç eksilmedi. Yıllar sonra, bu hamam üzerine bir kitap yazmam istendiğinde, bunu reddedemedim. Bu eser sayesinde Osmanlı hamam kültürüne yeni bilgiler kazandırabilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.”