Sabahattin Ali’nin ölümünün 76. yıl dönümünde ardında bıraktığı edebi mirasla yaşatılıyor.
Sabahattin Ali, eserlerinde sıkça insanın iç dünyasını, toplumsal çelişkileri ve bireyin özgürlük arayışını işledi. “İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı” sözleriyle, yaşamın anlamı ve insanın varoluşsal arayışı üzerine düşündürdü. Yazarın bu derin felsefesi, eserlerinin her satırında hissedilir.
Sabahattin Ali, sadece yazdıklarıyla değil, aynı zamanda Türk müziğine ilham kaynağı olan sözleriyle de kültürümüzde önemli bir yere sahiptir. Eserleri, onlarca güzel besteye söz vererek Türk müziğinin zenginleşmesine katkıda bulunmuştur. Özgürlük mücadelesiyle de tanınan Ali, yaşamı boyunca haksızlıklara karşı duruş sergilemiş ve bu tutumu eserlerine de yansıtmıştır.
1948 yılında Sabahattin Ali’nin cansız bedeni, Bulgaristan sınırında bulunmuştur. Katilinin dört yıl hapse mahkûm edilmesine rağmen kısa bir süre sonra çıkarılan aftan yararlanarak serbest bırakılması, adaletin tecelli etmediği yönündeki eleştirileri beraberinde getirmiştir. Sabahattin Ali’nin ölümüyle ilgili birçok soru işareti bugün bile cevapsız kalmıştır.
Sabahattin Ali’nin ölümünden 76 yıl sonra bile eserleri, düşünceleri ve özgürlük mücadelesiyle anılmaya devam etmektedir. Edebiyatımıza ve kültürümüze yaptığı katkılar, unutulmaz eserleri ve özgün kaleminden çıkan dizelerle ölümsüzleşmiştir.