Sivrisineklere Karşı Yenilikçi Yaklaşımlar
Bilim insanları, sivrisineklerle mücadelede her geçen gün yeni ve etkili yöntemler geliştirmekte. Bu alandaki bazı yenilikler, ısıran dişi sivrisinekleri öldürmek amacıyla tasarlanmış genetiği değiştirilmiş sivrisineklerin doğaya salınmasını içerirken, diğerleri geleneksel sivrisinek kovucu ürünler olan dietiltoluamid (DEET) gibi maddelerden daha etkili olabilecek uzun süreli kovucu alternatifler aramaktadır.
Bu çalışmaların en son sonuçlarından biri, yaygın insan derisi bakterilerini kullanarak geliştirilen yeni bir sivrisinek kovucu türünü tanıtıyor. Eğer bu yeni kovucu üzerine yapılan araştırmalar olumlu sonuçlar vermeye devam ederse, sivrisinekleri ve bu böceklerin taşıyabileceği hastalıkları önlemek için çok daha etkili bir yöntem sunulmuş olacak. Özellikle dişi sivrisinekler, vücut sıcaklığı, cildimizdeki mikropların ürettiği çeşitli kokular ve karbondioksit gibi birçok farklı etkenle insanlara ve hayvanlara çekilmektedir.
Bilim insanları, uzun ömürlü bir sivrisinek kovucu geliştirmek için bu çekici etkenlerin kontrol edilmesinin ve sivrisinekleri uzaklaştıracak şekilde dönüştürülmesinin yollarını araştırıyor. Sivrisinekleri çekme konusunda etkili bir bileşik olan L-(t)-laktik asit, bazı cilt bakterileri tarafından üretilmektedir ve bu bileşiğin sivrisinekler üzerindeki etkisi oldukça belirgindir. Ancak yapılan araştırmalar, deri üzerindeki bakterilerin L-(t)-laktik asit üretimini önemli ölçüde azaltmanın, sivrisineklerin çekiciliğini düşürebileceğini ortaya koymuştur.
Araştırmacılar, tasarlanmış bakterilerin cilde uygulanmasının ardından, uygulamadan üç gün sonra bile sivrisinek çekiciliğinde %64,4 oranında bir azalma sağladığını bulmuşlardır. Bu etkinin 11 güne kadar sürebilen uzun süreli koruma sağladığı gözlemlenmiştir. Bu özellik, yeni yöntemi özellikle DEET ve diğer geleneksel alternatiflerle karşılaştırıldığında uzun süreli bir sivrisinek kovucu haline getirmektedir.
Ayrıca, bu bakterilerin çevresinde kullanıldığı hayvanlar için potansiyel olarak zararlı olabilen geleneksel sivrisinek kovucu ilaçların aksine, zehirli olmama gibi önemli bir avantaja da sahip olduğu belirtilmektedir. Yeni kovucu ile ilgili olarak PNAS Nexus dergisinde bir çalışma yayımlanmış ve genetik olarak değiştirilmiş bakterilerin sivrisinekleri uzaklaştırmak için daha güvenli ve etkili yollar oluşturabileceği gösterilmiştir.