SpaceX, dünyanın en kapsamlı uydu ağı olan Starlink üzerinde nadir görülen bir operasyonel sorunu yaşadı. Yörünge üzerinde bir anormallik sonucu 17 Aralık tarihinde iletişim bir süre için kesildi ve bunun ardından aracın Dünya’ya doğru kontrolsüz şekilde dönmeye başladığı aktarıldı. Enkaz parçalarının serbest kalabileceği kaydedilirken, uydunun mevcut durumunun büyük ölçüde bütünlüğünü koruduğu ancak şu anda dönüş hareketiyle takla attığı belirtildi.

Uydu, yörüngede yaklaşık 418 kilometre yükseklikte ve 35956 numarayla tanımlanıyordu. İtki tankının boşalmasına yol açan sorun, yarı ana eksende yaklaşık 4 kilometrelik ani bir düşüşe neden oldu. Starlink’den paylaşılan açıklamada, enkaz oluşumunun sınırlı sayıda takip edilebilir nesneyle sınırlı kaldığı ifade edildi; tam enkaz sayısı ise açıklanmadı.
Güncel durum itibarıyla uydunun yönlendirme yetisini kaybettiği ve Dünya atmosferine güvenli bir şekilde girmesi için haftalar kaldığı öngörülüyor. Şirket, uydunun mevcut yörüngesinin Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS) altında kaldığını vurguladı ve bu konumda istasyon veya mürettebat için çarpışma riski bulunmadığını belirtti. Enkaz takibini ABD Uzay Kuvvetleri ve NASA ile yürütülen iş birliği sayesinde sürdürüyorlar.
Olayın incelenmesi için mühendisler hızla çalışırken, benzer riskleri azaltmaya yönelik yeni bir yazılım güncellemesi dağıtılmaya başlandı. Uzmanlar, geçmişteki Intelsat kazası veya Çin roket gövdesinin parçalanması gibi olaylarla kıyaslandığında bu durumun daha küçük çaplı olduğunu belirtiyor.

Aralık 2025 itibarıyla SpaceX, küresel Starlink ağında 9.000’in üzerinde aktif uydu işlettiğini ve bu sayının yörüngedeki toplam uyduların yaklaşık yüzde 65’ine tekabül ettiğini aktarıyor. 2019’dan bu yana 10.700’ün üzerinde uydu fırlatıldığı belirtilirken, mega uydu ağlarının kapsama alanı genişledikçe operasyonel zorlukların da artması bekleniyor.
Starlink uydularının yaklaşık beş yıllık kullanım ömrüyle tasarlandığı ve sonunda atmosferde yanarak yok olmalarının planlandığı ifade ediliyor. Sizce bu tür geniş ölçekli ağların uzay trafiğini nasıl etkiliyor? Gelecekte daha büyük sorunlar doğurabilir mi?













