Tiyatro
Çankaya Sahne’de “Baba”: Çankaya Sahne, Florian Zeller’in dikkat çeken eseri “Baba”yı izleyicilerle buluşturmaya hazırlanıyor. Oyun, demans ve Alzheimer gibi çağımızın en çok tartışılan konularından birini ele alarak, insan zihninin travmatik anılarla baş etme çabalarını mercek altına alıyor. Hafızamızda derinlerde sakladığımız anılar ve bu anılara karşı geliştirdiğimiz savunma mekanizmalarını sorgulayan eser, unutmanın hayatın acılarını hafifletmek için nasıl bir kalkan olduğunu çarpıcı bir dille gün yüzüne çıkarıyor. Oscar ödüllü filmin de senaristi olan Florian Zeller’in kaleminden çıkan bu oyun, Mehmet Atay’ın yönetmenliğinde sahneye taşınıyor. Türkçeye Ayberk Erkay’ın çevirdiği “Baba,” güçlü gözlemleriyle izleyicilere unutmanın zihinsel savunmalarını derinlemesine deneyimletiyor. Oyun, Ozan Altuntaş’ın dekor tasarımıyla gözleri kamaştırıyor. Başrollerde Mehmet Atay, Deniz Aygün Balkan, Ozan Altuntaş, Çetin Karakul, Müge Buket ve Derin Yılmaz yer alıyor. 9 Kasım Cumartesi günü saat 20:00’de Çankaya Sahne’de sergilenecek olan oyunun biletleri tiyatro gişeleri ve resmi satış noktalarından temin edilebilir.
Çankaya Sahne “Othello”: Çankaya Sahne, Shakespeare’in klasik trajedisi “Othello”yu yepyeni bir yorumla tiyatroseverlerle buluşturuyor. 4 Ekim 2023 tarihinde prömiyeri yapılan bu oyun, kıskançlık, tutku ve ihanet gibi evrensel temaları ele alarak seyirciyi tarihin derinliklerine sürüklüyor. Yönetmen Nermin Uğur’un ellerinde yeniden hayat bulan eser, Shakespeare’in “yeşil gözlü canavar” olarak tanımladığı kıskançlık teması üzerinden insan ruhunun karanlık yönlerine ışık tutuyor. Orhan Burian’ın çevirisi ve İsmail Suat Öztürk’ün uyarlamasıyla sahnelenen oyunda, Baran Taylan Yolalan, Othello’yu canlandırırken; İsmail Suat Öztürk, Iago rolüyle izleyici karşısına çıkıyor. Desdemona rolünde Kübra Özgün, Emilia rolünde Burcu Özcan ve Bianca rolünde Nadide Sıla Demircan gibi isimler sahnedeki performanslarıyla dikkat çekiyor. Kostüm tasarımında Sevgi Türkay’ın, müzik tasarımında Kemal Günüç’ün ve ışık tasarımında İsmail Suat Öztürk’ün katkılarıyla oyun, görsel ve işitsel açıdan zengin bir deneyim sunuyor. Gülüm Pekcan’ın hareket düzeni ve Ateş Bars’ın eskrim düzeni ile sahnelenen kavgalar, oyunun heyecan dozunu artırıyor. “Othello”nun bu güncel yorumu, dört yüz yıllık bir hikayeyi bugünün dünyasına taşıyarak, kıskançlık ve ihanetin evrensel doğasına bir kez daha ayna tutuyor.
Ankara DT “Öteki”: Yalnızlık ve Kimsesizlik Üzerine Bir Anlatı: Ankara Devlet Tiyatrosu, yazar Ayşegül Çelik’in kaleme aldığı ve yönetmenliğini İsmet Numanoğlu’nun üstlendiği “Öteki” adlı oyunu izleyicilerle buluşturuyor. Uzak diyarlarda ve farklı zamanlarda geçen hikâye, insanı çevreleyen yalnızlık ve kimsesizlik duygularını derinlemesine ele alıyor. Evrenin büyük baskısı altında köşeye sıkışmış hisseden insanların “öteki” olma deneyimini yansıtan oyun, izleyenlere güçlü bir empati sunmayı hedefliyor. “Kimse bu kadar bir başına kalmamalı bu dünyada” mottosuyla sahnelenen oyunda, herkesin olduğu gibi kabul gördüğü, umut dolu bir dünyanın özlemi de işleniyor. Seyirciyi düşündürmeye ve toplumsal sınırları sorgulamaya davet eden “Öteki,” 5 Kasım ile 9 Kasım 2024 tarihleri arasında her akşam saat 20:00’de Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.
İzmir DT “Fareler ve İnsanlar”: Dünya edebiyatının klasik eserlerinden biri olan “Fareler ve İnsanlar,” İzmir Devlet Tiyatrosu sahnesinde izleyiciyle buluşuyor. John Steinbeck’in yazdığı ve Gökhan Kocaoğlu’nun yönettiği oyun, insan doğasının karmaşıklığını ve hayallere bağlılığını anlatan dokunaklı bir öykü sunuyor. Türkçeye Zeynep Avcı’nın çevirdiği eser, George ve Lennie adlı iki zıt karakterin Büyük Bunalım döneminde yaşadıkları zorlukları konu alıyor. Ufak tefek, zeki George ve güçlü ancak aklı kıt Lennie, Salinas Vadisi’ndeki bir çiftlikte çalışarak kendi küçük çiftliklerini kurma hayaliyle yola çıkıyor. Ancak bu hayaller, beklenmedik olaylarla altüst oluyor. Oyun, tarım işçilerinin umudu, hayalleri ve bu hayallerin kırılgan yapısını izleyiciye çarpıcı bir dille aktarıyor. George ve Lennie’nin duygusal yolculuğuna eşlik eden seyirciler, insan doğasının güçlü bağlarını ve trajedilerini izleme fırsatı buluyor. “Fareler ve İnsanlar,” 5 Kasım – 9 Kasım 2024 tarihleri arasında her akşam saat 20:00’de Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi’nde sahnelenecek.
Trabzon DT: “Otoban Köpekleri”: Trabzon Devlet Tiyatrosu, Dilan Demirel’in kaleme aldığı ve Murat Çidamlı’nın yönetmenliğini üstlendiği “Otoban Köpekleri” adlı oyunu tiyatroseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. Distopik unsurlar barındıran ve çarpıcı bir hikaye sunan oyun, gelecekte yaşanması muhtemel bir felaket sonrası kurulan Özgürlük Ülkesi’nde geçiyor. “Otoban Köpekleri”, Özgürlük Ülkesi’nin üst düzey ve örnek vatandaşları olan Jess ve Hasi çiftinin hayatlarına odaklanıyor. Çocuk yapma hakkına sahip olan bu ayrıcalıklı çift, yaşadıkları düzenin gerçeğini sorgulamaya başlayınca hayatları altüst olur. Jess, mutlulukla yaşadığı hayalin aslında bir kabusa dönüşmesiyle kendini gerçekliğin soğuk yüzüyle karşı karşıya bulur. Bu distopik evrende, ülkenin sınırlarında yaşayan, “Otoban Köpekleri” olarak bilinen ve düzenin tehdit olarak gördüğü insanların kim olduğu sorusu da seyircinin zihinlerinde yankılanıyor. Türk tiyatrosunda yeni ve özgün bir distopya örneği sunan “Otoban Köpekleri,” 7 Kasım – 9 Kasım 2024 tarihleri arasında her akşam saat 20:00’de Trabzon Atapark Haluk Ongan Sahnesi’nde izleyici ile buluşuyor.
Konya DT “Şair ve Gece Kuşu”: Konya Devlet Tiyatrosu, yazar Cihan Aktaş’ın kaleme aldığı ve Taner Çelik tarafından uyarlanan “Şair ve Gece Kuşu” adlı oyunu sahneye taşıyor. Yönetmenliğini Bengisu Gürbüzer Doğru’nun üstlendiği oyun, kadim Anadolu topraklarında adını bilmediğimiz milyonlarca kadının sesi olmayı amaçlıyor. Binlerce yıllık bir geçmişe uzanan hikaye, toplumsal değerler ve kadın mücadelesini anlatıyor. “Şair ve Gece Kuşu,” Cevriye Banu adında bir kadın şair ve genç bir kızken İstanbul’dan Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan Nimet’in kesişmeyen ama birbirine dokunan hayatlarını ele alıyor. İki kadının farklı dönemlerde kalem ve kâğıda tutunarak aileleri için verdikleri mücadele, oyun boyunca izleyicilere aktarılıyor. İnsanların birbirlerini yanlış anlama eğilimleri üzerine bir içsel sorgulama da sunan bu eser, seyircinin kendi hikayesini bulmasına da davet ediyor. Oyun 7 Kasım – 8 Kasım 2024 tarihlerinde saat 20:00’de Konya Devlet Tiyatrosu Sahnesi’nde izlenebilecek.
Opera ve Bale
Ankara Modern Dans Topluluğu’ndan “Payidar”: Yaşam ve Ölümün Dansı: Ankara Modern Dans Topluluğu (MDT), Freud’un Eros ve Thanatos kavramları üzerine kurulu “Payidar” adlı gösterisiyle izleyicileri, yaşam ve ölüm dürtülerinin derin felsefi anlamlarını keşfe davet ediyor. 9 Kasım Cumartesi günü saat 20:00’de Opera Sahnesi’nde sahnelenecek gösteri, insanın varoluş mücadelesine dair sanatsal bir bakış açısı sunuyor. Freud’a göre insan doğası, birbirine zıt iki dürtünün – yaşamı yeniden üretme arzusu olan Eros ve yok olma isteğini barındıran Thanatos – etkileşimiyle şekillenir. “Payidar” ise bu iki dürtünün mücadelesini bir savaş olarak değil, karşılıklı bir denge arayışı içinde yorumluyor. Gösteri, bu iki gücün birbirini dengeleyerek varlık kazandığı bir dans olarak izleyicinin karşısına çıkıyor. Mitolojik anlatılarla zenginleştirilen performans, Eros’un yaşam sevgisini ve Thanatos’un yıkıcılığını sahnede beden diliyle aktararak, insan ruhunun karmaşıklığını izleyicilere hissettiriyor. Gösterinin biletleri, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin resmi bilet satış noktalarından temin edilebilir.
Konser
CSO Ada Ankara’da “Ata’ma Şarkılar” Konseri ile Cumhuriyet’e Minnet: Cumhuriyet’in 100. yılına özel düzenlenen “100 Yıla 100 Konser” projesi kapsamında, tenor Aykut Yılmaz’ın seslendireceği “Ata’ma Şarkılar” adlı lirik tarih konseri, izleyicilere anlamlı bir müzik deneyimi sunuyor. 8 Kasım Cuma akşamı saat 20:00’de CSO Ada Ankara Bankkart Mavi Salon’da gerçekleşecek olan konser, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgi, saygı ve minnet duygularını melodilerle ifade ediyor. Aykut Yılmaz, Atatürk’ün doğumundan Cumhuriyet’e uzanan tarihsel süreci yansıtan ulusal ve evrensel şarkılarla izleyicilere nostaljik ve anlamlı bir gece yaşatmayı hedefliyor. Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar olan önemli olayları ve değerleri şarkılar aracılığıyla aktaran bu konser, hem geçmişe saygı hem de geleceğe umut dolu bir bakış sunuyor.
CSO Ada Ankara / “Atatürk’ün Anısına – Sözlerin Nefesi” ile Ulu Önder’e Vefa: Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 86. yıldönümünde, sevdiği eserlerle anmak üzere düzenlenen “Atatürk’ün Anısına – Sözlerin Nefesi” adlı konser, 7 Kasım Perşembe akşamı saat 20:00’de CSO Ada Ankara Bankkart Mavi Salon’da gerçekleşecek. Şiirleri ve sunumu Haluk Derinöz’ün üstlendiği, eserleri ise solist şef Suat Kılıç’ın seslendireceği bu anlamlı gecede, Ankara Devlet Klasik Türk Müziği sazları da kendilerine eşlik edecek. Atatürk’ün severek dinlediği birbirinden güzel eserlerin, şiirler ve hikayelerle harmanlanacağı bu özel konser, Atatürk’ün hatırasını anarken dinleyicilere duygusal bir atmosfer sunacak.
Sergi
Keskinok Sanat Vakfı / “Sessizliğin Sesi” Sergisi: Prof. Dr. Semra Çevik’ten Kadınların Mücadelesine Adanmış Bir Anlatı: Ardahan Üniversitesi Resim Bölümü Kurucu Başkanı Ressam Prof. Dr. Semra Çevik, toplumsal duyarlılığı sanatla buluşturduğu yeni sergisi “Sessizliğin Sesi” ile Keskinok Sanat Vakfı’nda sanatseverlerle buluşuyor. 7 Kasım 2024 tarihinde saat 18:30’da açılışı gerçekleşecek sergi, 7 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilecek. “Sessizliğin Sesi” başlıklı sergi, güncel kadın sorunlarına ve kadın cinayetlerine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Semra Çevik, eserlerinde kadınların dayanıklılık, cesaret ve hayatta kalma mücadelesini, güçlü fırça darbeleriyle sanata yansıtıyor. Sergi, Pazar ve Pazartesi günleri hariç her gün 13:00-19:00 saatleri arasında Çankaya, Ankara’daki Keskinok Sanat Vakfı’nda ziyaret edilebilir.
Eski Düşler Yeni Mitler: Kamiloğlu’nun İnsana ve Yaşama Dair Renkli Yolculuğu: Sanat yazarı ve küratör İbrahim Karaoğlu’nun önderliğinde hazırlanan “Eski Düşler Yeni Mitler” sergisi, 6 Kasım – 1 Aralık 2024 tarihleri arasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, Eren Eyüboğlu ve Osman Hamdi Bey Sergi Salonları’nda sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, Kamiloğlu’nun renk patlamalarıyla dolu eserlerinde emek kavramını ve insanla yaşam arasındaki derin ilişkiyi sorguluyor. Sanatçı, ömrünün çoğunu emekçilerin mekânlarında geçirirken; onların yaşantılarını, ilişkilerini, umutlarını ve düş kırıklıklarını kendi renkli, ironik ve çoğu zaman grotesk sanat diliyle yansıtmış. Karaoğlu, Kamiloğlu’nun sıradan insanların acılarını, sevinçlerini ve ilişkilerini kendi öznel sanat diliyle yeniden yorumladığını ve bu sanatsal anlatıyı izleyiciyle buluşturduğunu ifade ediyor.
Galeri Siyah Beyaz’da Bedri Baykam’dan “Yol Açanlar ve Aradığım Yollar” Sergisi: Ankara Çankaya’da bulunan Galeri Siyah Beyaz, Bedri Baykam’ın çok yönlü sanatsal yaklaşımını yansıtan yeni sergisi “Yol Açanlar ve Aradığım Yollar”a ev sahipliği yapıyor. 1 – 30 Kasım 2024 tarihleri arasında izleyicilerle buluşacak sergide, Baykam’ın “Hala Islak” ve “Yol Açanlar” serilerinden eserler yer alıyor. Baykam, bu sergide 2023 yılında Los Angeles’taki Gloria Delson Contemporary Art’ta sergilenen “Hala Islak” serisini Türkiye’de ilk kez sunuyor. Kalın boya katmanları ve saydam yüzeylerle soyut resmi farklı bir boyuta taşıyan Baykam, soyut resmin 1913’ten bugüne uzanan sürecine yenilikçi bir bakış getiriyor. “Yol Açanlar” serisi ise Baykam’ın sanatsal, toplumsal ve siyasal alanlarda ilham aldığı Baudelaire, Picabia, Picasso, Magritte, Tesla ve Atatürk gibi isimlere bir saygı duruşu niteliğinde. Sanatçının kimliğini şekillendiren bu öncüler, sergideki eserlerde boya katmanlarıyla ifade buluyor. Bedri Baykam’ın “Yol Açanlar ve Aradığım Yollar” sergisi, Pazar günleri hariç her gün 11:00-19:00 saatleri arasında Galeri Siyah Beyaz’da ziyaret edilebilir.
Kitap
Bilgi Yayınevi / “Yılmaz Öğretmen” – Mustafa Balbay’dan Onurlu Bir Mücadelenin Romanı: Mustafa Balbay, “Yılmaz Öğretmen” adlı yeni romanında, toplumun güncel sorunlarını ve bireysel direnişin gücünü ustalıkla bir araya getiriyor. Bilgi Yayınevi’nden çıkan bu eserde, atanamayan bir tarih öğretmeni olan Yılmaz Türkler’in gözünden Türkiye’nin zorlu toplumsal koşulları, dayanışmanın önemi ve bireyin toplumsal mücadeledeki yeri anlatılıyor. Yılmaz, genç bir öğretmen olarak geleceğe dair birçok endişe taşımaktadır. İşsizlik, geçim sıkıntısı ve sevdiği kadınla evlenebilmenin getirdiği zorluklar, onu kendi içinde bir yolculuğa çıkarır. Ancak yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen, onurlu bir yaşam sürmekten ve mücadelesini bırakmamaktan vazgeçmeyen Yılmaz, emekli öğretmen ve devrimci Mahir Baba’nın rehberliğinde yeni bir yol bulur. Balbay, romanında toplumsal dayanışmanın ve insanlık adına verilen mücadelenin gücünü “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sözüyle özetliyor. Kitap, bir öğretmenin azmi ve inancı üzerinden, toplumun üç büyük düşmanına – şiddet, nefret ve cehalet – karşı verilen savaşın simgesel bir anlatısını sunuyor. Yılmaz Öğretmen, günümüzün zorlayıcı koşullarında dahi umudun ve mücadele ruhunun asla kaybolmaması gerektiğini hatırlatan etkileyici bir roman. Mustafa Balbay’ın akıcı dili, güçlü karakterleri ve toplumsal meseleleri derinlemesine ele alışı, romanı anlamlı ve unutulmaz bir eser haline getiriyor. Dayanışma ruhunu yeniden hatırlamak isteyen herkes için okunması gereken bir yapıt.