Türkiye’nin sinema tarihine damgasını vuran ilk gerçek +18 filmi Barda, 17 yıl aradan sonra yeniden hayat buldu. Yönetmen Hande Türkel, günümüz gerçekliklerini filme entegre ederek farklı bir bakış açısı sunuyor. Film, toplumsal ayrışmanın giderek derinleştiği bir dönemde, bir barda kutlama yapmak üzere toplanan bir grup arkadaşın başına gelen korkunç olayları mercek altına alıyor.
Serdar Akar’ın 2006 yılında büyük yankı uyandıran orijinal eserini yeniden yorumlayan Türkel, filme dair heyecanını ve çekim sürecindeki zorlukları paylaştı.
Yeniden Yorumlama Süreci
Türkiye’nin ilk gerçek +18 filmi Barda’yı, 17 yıl sonra günümüz gerçekleri ile yeniden yorumlayıp çektiniz. Serdar Akar’ın imzasını taşıyan bu önemli filmi yeniden ele alırken neler hissettiniz? Üzerinizde bir baskı hissettiniz mi?
• Film yapma heyecanı, üzerimdeki baskıdan çok daha büyüktü. O tür bir heyecan bir kere içinize yerleşince, diğer tüm duyguların önüne geçiyor. Proje, inandığınız bir şeyse gerisi çok da önemli olmuyor benim için. Kaygı ya da beğenilme hissiyle bir film yapmak mümkün değil; özgün ve özgür olmalısınız. Eğer bir uçurumdan düşünmeden atlayabiliyorsanız, bir eser ortaya koyma ihtimaliniz var demektir. Ben de hiç düşünmeden atladım o uçurumdan.
Şiddet ve Gerçekçilik
Şiddet içeren zorlu sahneleri çekerken bu dünyayı nasıl kurdunuz?
• İzleyiciye izlediğinin gerçek olduğunu hissettirmek en önemli hedeflerimizden biriydi. Yarattığım dünyanın inandırıcılığı kritik öneme sahipti. Bu nedenle çekim ortamını oyuncular için kapalı ve çıkamayacakları bir yer haline getirdik. Oyuncuları kurduğumuz dünyaya inandırdık ve onlar da bana teslim oldular. Bundan sonrası ise akışa güvenmek oldu. İyi ve kötü taraf, bu akış içinde ne yapmaları gerektiğini biliyordu.
Barda gibi zorlu yapımlarda çekim süreçleri özellikle merak ediliyor. Hiç kesmeden devam ettiğiniz sahneler oldu mu?
• İlk kez bir sette “kes” dedikten sonra ekipten hiç kimsenin kıpırdamadan konuşmadan sadece kayıttan çıktığını gördüm. O duygu hiç kesilmedi; hiç bozmadan ikinci plana geçtik. Çoğunlukla sahne baştan sona kadar aktı ve tüm çekim günü böyle devam etti. Ekip olarak oyunculara ve onların içinde bulunduğu duyguya saygı duydum ve onların hislerini bozmamak için işimizi sanki tüm gün kayıttaymışız gibi sürdürdük.
Oyuncu Yönetimi ve Motivasyon
Oyuncuları nasıl yönlendirdiniz ve bir motivasyon sağladınız?
• Akışa ve sahnede olan bitene açık olan oyuncularla çalışmayı tercih ettim. İlk seçimlerde, sahne içindeki olaylara kapalı olan, kendi görüntüsüyle ilgilenen oyuncularla çalışmak istemedim. Çünkü sahne içindeki gerçekçiliği ve duygu geçişini engelleyeceğine inanıyorum. En önemli olan, sahne içinde olan bitene tepki veren ve o ortama tamamen uyum sağlayan oyuncularla çalışmaktır. Oyuncunun size inanması ve kurduğunuz dünyaya teslim olması gerekiyor. Bu süreçte müthiş bir sinerji yakaladık; onlar bana inandı, ben de onlara oyun alanı yarattım. Sonuçta oyunculuk adına harika bir iş ortaya çıktı. Filmi beğenmeyebilirsiniz ama sadece oyunculuk performanslarını izlemek için bile izlemelisiniz.
Barda gibi sert filmler, sizce içeriğinden dolayı mı yoksa gerçekleri yansıttığı için mi bu kadar sert?
• Şiddet hayatın içinde olduğu sürece sinemada da var olacak. Bu, spesifik tek bir olay değil; ne yazık ki yaşadığımız dünyada sürekli olan olayların bir örgüsünü anlatıyoruz. İçeriği, gerçek hayatı yansıttığı için sert bir yapıya sahip.
Oyuncu Seçim Süreci
Oyuncu seçim süreci nasıl gerçekleşti? Karar verildikten sonra sette oyuncular arası iletişim nasıl oldu?
• Uzun bir süreçti. Çok fazla oyuncu tanıdık ve ülkemizde bu kadar yetenekli oyuncu olduğunu görmek, bizi oldukça etkiledi. Harika Uygur’a, bizi bu kadar nitelikli oyuncularla bir araya getirdiği için tekrar teşekkür ediyorum. Yaptığımız film türü gereği farklılık içeriyordu, dolayısıyla seçim süreci de farklıydı. Az önce belirttiğim gibi, akışa güvenen, aldığı ve verdiği duyguları iyi yansıtan, içindekini göstermekte çekinmeyen oyuncular arıyorduk. İlk turda bize bunu verebilecek oyuncuları seçtik. İkinci turda, grup halinde rol becerilerine ve sinerjilerine odaklandık. O uyumu yakaladığımız oyuncularla yola devam ettik. Son kararı vermek benim için oldukça zordu; hala unutamadığım, hayran kaldığım ama bir şekilde filme alamadığım oyuncular için üzülüyorum.