Üst Paleolitik Avrupa’da Ölüm ve Yamyamlık: Magdalenian Dönemi Örnekleri
Arkeolojik buluntuların sınırlı oluşu, Üst Paleolitik Avrupa’daki avcı-toplayıcı toplulukların ölümle başa çıkma biçimlerine dair bilgimizin oldukça kısıtlı kalmasına neden olmaktadır. Ancak, iyi korunmuş bazı örnekler, Magdalenian cenaze gelenekleri ve ritüellerinin nasıl işlediğine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bu süreçte, bulunan iskelet kalıntılarının pozisyonları, toplulukların ölüm anlayışları hakkında değerli bilgiler sağlamaktadır.
Bazı iskeletler toprak boyası ile kaplanmış ve mezar eşyalarıyla çevrelenmiş olarak bulunurken, diğerlerinde leşçi hayvanların etkisiyle kaybolmuş kemikler gözlemlenmiştir. Ancak, bu eksik kemiklerin sıklığı ve farklı topluluklarda görülen bağlantısız vücut parçalarının varlığı, daha karmaşık bir durumu işaret etmektedir. Yani, vücut parçalarının insanlar tarafından belirli bir amaçla seçilmiş olabileceği düşünülmektedir.
Leşçilere bir alternatif olarak, bazı kemiklerin Magdalenian halkı tarafından kutsal veya ayinsel kalıntılar olarak kabul edilmiş olması mümkündür. Bununla birlikte, Magdalenian topluluklarının insan kemiklerini hammadde olarak kullanarak, kafatası kapları veya mücevherler yapmış oldukları da bilinmektedir. Bu tür uygulamalara dair çok sayıda kesme izi ve gravür kanıtları bulunmaktadır. Örneğin, Fransa’da yapılan araştırmalar sonucunda, bu döneme ait 93 Magdalenian bireyinde kesme izleri tespit edilmiştir. Bilim insanları, bu kalıntılardaki “insan kaynaklı değişiklikler” konusunda bir fikir birliğine varamamışlardır.
Tartışmaların bir kısmı, kemiklerdeki kesik izlerinin ölüm anında gerçekleşen kemik temizleme işlemine dair kanıtlar sunduğunu savunurken, diğer bir grup bu izlerin etin tüketim için hazırlandığını öne sürmektedir. Akademik çevrelerde süregelen bu tartışmayı yeniden alevlendiren bir çalışma, yeni veriler sunarak yamyamlık olasılığını güçlendirmiştir. Uluslararası bir ekip, Polonya’daki Maszycha Mağarası’nda bulunan insan kemiklerini inceleyerek önemli sonuçlara ulaşmıştır. Bu mağara, 19. yüzyılda keşfedilmiş ve çeşitli taş aletlerle birlikte hem hayvan hem de insan kalıntıları içermektedir.
1990’larda yapılan araştırmalar, Maszycha Mağarası’ndaki kafataslarının yamyamlıkla ilgili kanıtlar taşıdığını öne sürmüştü. Ancak sonrasında yapılan analizler, diş izlerinin eksik olduğunu ve kültürel değişim izleri göstermediğini belirterek bu iddiaları çürütmüştü. Yeni analizlerin ortaya koyduğu korkunç gerçek ise, önceki incelemeleri modern tekniklerle tekrar değerlendirerek yamyamlık olasılığını yeniden gündeme getirmiştir. Katalan İnsan Paleoekolojisi ve Sosyal Evrim Enstitüsü’nün yaptığı bir açıklamada, araştırmacılar “kafatasları ve uzun uzuv kemikleri dahil” 63 insan kemik parçasını incelemişlerdir. Bu yeni yaklaşım, doğal süreçlerden kaynaklanan izlerin yanı sıra, insanlar tarafından oluşturulan izleri belirleme konusunda önemli bir gelişme sağlamıştır.
Bu bulgular arasında, tüketim hazırlıklarına dair kesik izleri ve kırıklar yer almaktadır. Özellikle kafatasında, kafa derisinin ve etin çıkarıldığını gösteren kesikler gözlemlenmiştir. Ayrıca, kemikteki kırıklar zengin bir besin kaynağı olan beyin çıkarma girişimlerine işaret etmektedir. Humerus ve femur kemiklerinde ise, yağ ve kalori kaynağı olan iliklere ulaşmak için yapılan hassas kırıklarla karşılaşılmıştır. Genel olarak elde edilen kanıtlar, insan kalıntılarının sistematik olarak tüketilmek üzere manipüle edildiğini ve bu işlemleri gerçekleştirenlerin en besleyici kısımlara öncelik verdiğini göstermektedir.
Çalışmanın ortak yazarı Dr. Palmira Saladié, “yamyamlık, insan evriminin çeşitli dönemlerinde belgelenmiş bir davranıştır” diyerek konunun önemine dikkat çekmektedir. Dr. Saladié, bu tür uygulamaların hem hayatta kalma ihtiyaçlarına hem de ritüel uygulamalara veya gruplar arası şiddet dinamiklerine yanıt olarak ortaya çıkmış olabileceğini vurgulamaktadır. Yamyamlık uygulamalarının, Son Buzul Maksimumu sonrası yaşanan demografik genişlemelerle bağlantılı olarak artan gerginliklerle ilişkilendirilmesi mümkündür. İnsan nüfusundaki artış, yiyecek için daha fazla rekabete yol açmış, bu da daha fazla çatışma ve nihayetinde “savaş yamyamlığı” eylemlerine sebep olmuş olabilir.
Avrupa genelinde, bu dönemden kalma insan yamyamlığına dair açık kanıtlar gösteren beş farklı alan bulunmaktadır. Maszycha Mağarası’ndan elde edilen yeni kanıtlar ve ilgili arkeolojik veriler, araştırmacıların yamyamlığın Magdalenian dönemindeki insanların kültürel bir parçası olduğu yönündeki iddialarını güçlendirmiştir. Bu bulgular, Scientific Reports dergisinde yayımlanmıştır.