Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Telesat, 5G Karasal Olmayan Ağ (NTN) teknolojisini kullanarak bir Alçak Dünya Yörüngesi (LEO) uydusunu başarıyla yere bağladı. Bu durum, uzay iletişiminde dünyada bir ilke imza atılması anlamına geliyor. Böyle bir gelişme, akıllı telefonlar aracılığıyla uzay tabanlı iletişim kurma imkanını sunarak, ulaşılması zor bölgelerde telefon kullanımından, acil durum müdahalelerinin etkin bir şekilde koordine edilmesine kadar geniş bir yelpazede operasyonel değişiklikler yaratabilir.
ESA, Telesat’ın işlettiği LEO 3 uydusuna erişim sağlamak için bu yılın başlarında bir Mutabakat Anlaşması imzaladı. Ekip, Amarisoft’un 5G teknolojisini kullanarak, ufuktan 38 derecelik bir zirve yüksekliğine çıkıp sonra tekrar aşağıya doğru hareket ederken, uyduyla bağlantı kurmayı başardı. Bu bağlantının sürekliliği, teknik açıdan oldukça dikkat çekiciydi.
Daha önce jeostatik yörüngelerdeki uydularla çeşitli deneyler gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, bu deney, 5G NTN teknolojisinin yerdeki bir kullanıcıya göre hızlı hareket eden bir LEO uydusuna bağlantısının ilk örneği olarak dikkat çekiyor. ESA’nın Teknoloji, Mühendislik ve Kalite Direktörlüğü’nün (TEC) Telekom Sistemleri ve Teknikleri Bölüm Başkanı Alberto Ginesi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu dünyada bir ilk olan deney, ESA’nın geniş bant uydu erişim teknolojisini ilerletmedeki teknik mükemmelliğini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı ve sözlerine şöyle devam etti: “3GPP standardizasyon gruplarının onayına dayanarak, gerçek bir jeostatik olmayan yörünge uydu bağlantısı üzerinden 5G NTN özelliklerini kanıtladık. Bu başarı sayesinde, ESA’nın gelişmiş uydu geniş bant ağlarını destekleme yeteneğini sergiledik ve IRIS2 gibi gelecekteki projelere zemin hazırladık.”
Bu deneydeki önemli bir yenilik, tescilli dalga formu teknolojisi yerine açık standartların kullanılmasıydı. Açık standartlar, telekomünikasyon alanında dünya genelinde standartlar üreten uluslararası bir kuruluş olan Üçüncü Nesil Ortaklık Projesi (3GPP) tarafından geliştirilmiştir. Bu durum, mobil cihazların doğrudan uydulara bağlanabileceğini, yani “doğrudan cihaza” bağlantı kurma imkanı sağladığını göstermektedir. Bu bağlantı yöntemi, karasal altyapının kurulmasına gerek kalmadığı için ilgili maliyetleri ve sorunları önemli ölçüde azaltabilir.
Ayrıca, bu teknoloji, yer tabanlı ağlar ile uydular arasında kesintisiz bir geçiş yapmanın etkili bir yolunu temsil etmektedir. Bu durum, farklı sağlayıcılar arasındaki bağlantıyı önemli ölçüde artırma potansiyeli taşımaktadır.