Yeni Nesil Tereyağı Üretimi
Yeni bir şirket, tamamen sıfırdan tereyağı üretmenin devrim niteliğinde bir yolunu geliştirdi. Bu yenilikçi girişim, hayvanlara, bitkilere ya da tarım arazilerine ihtiyaç duymadan, doğrudan havadan alınan karbondioksit ve sudaki hidrojenden yararlanarak yağ üretmeyi amaçlıyor. Bu projeye öncülük eden Savor adlı şirket, milyarder Bill Gates’in desteklediği Orca Sciences çatısı altında faaliyet göstermektedir.
Araştırmacıların temel hedefi, tarım sektörünün küresel sera gazı emisyonlarının %8,5’ini oluşturduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, çiftçilik ihtiyacını ortadan kaldırmak ve bu sayede çevresel etkileri azaltmaktır. Gates, bu çalışmayla ilgili bir blog yazısında, “Süreç, herhangi bir sera gazı salınımında bulunmuyor, tarım arazisi kullanmıyor ve geleneksel tarımın kullandığı suyun binde birinden daha azını tüketiyor” ifadelerini kullanmıştır.
Gates’in belirttiğine göre, Savor’un en yeni ürünlerinden biri olan bu yapay tereyağı, gerçek tereyağının tadını birebir yansıtıyor. Gates, “En önemlisi, tadı gerçekten çok güzel, tıpkı gerçeği gibi, çünkü kimyasal olarak öyle” diyerek, “Gerçek tereyağı yemediğime inanamadım.” sözlerini ekliyor.
Yağlar, temelde değişen karbon ve hidrojen atomu zincirlerinden oluşmaktadır. Bu kimyasal yapı taşlarını su ve havadan elde ederek, daha sonra bunları hayvanlarda ve bitkilerde bulunanlarla moleküler olarak eşdeğer yağlara dönüştürmek için çeşitli biyokimyasal işlemler kullanılmaktadır. Savor, sadece et, tereyağı ve sütteki yağları üretmekle kalmayıp, aynı zamanda dünya genelinde yaygın olarak tüketilen ve doğa üzerinde önemli etkileri olan palm yağı sorununu da çözmeyi hedefliyor.
Ancak bu sürecin en büyük zorluklarından biri, maliyetleri uygun hale getirerek potansiyel fiyatını düşürmek ve tüketiciler için daha cazip bir seçenek sunmaktır. Yine de araştırmacılar, üretimin ölçeğini artırmanın teorik olarak çok fazla sorun yaratmaması gerektiğini savunuyorlar. Geçtiğimiz yıl Nature Sustainability dergisinde, yenilebilir yapay yağların üretimi hakkında yayımlanan bir araştırmanın başyazarı olan Kaliforniya Üniversitesi’nden bilim insanı Profesör Davis, “Yağların güzelliği, onları biyoloji içermeyen süreçlerle sentezleyebilmenizdir. Tamamen kimyasal bir süreçtir ve bu nedenle yüksek verimlilik sağlayan daha yüksek basınç ve sıcaklıklarda çalışabilirsiniz. Bu nedenle, bunu büyük ölçeklerde gerçekleştirmek için büyük reaktörler inşa etmek mümkündür.” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.