Ayasofya’daki restorasyon çalışmalarında dış alanda yüksek tonajlı iş makinelerinin ve vinçlerin kullanılması, tarihi mirasa zarar verilmesi endişesini yeniden gündeme getirdi. İmparator Kapısı olarak bilinen girişe kadar uzanan görüntüler, kurum içindeki yetkililerin bile tartışmalı bir kararı nasıl savunduğunu gösterdi. Sabah saatlerinde alt katlarda inceleme yapan ekipler, vinçlerin örtüyle kapatıldığını fark etti. Eserde yaklaşık 1500 yıllık geçmişin bulunduğu gerçeğiyle bağlantılı olarak, dış cephede yapılacak onarım ve depreme dayanıklılık artırımı amacıyla bazı planlar açıklanmıştı.
Bakanlık tarafından “Güçlendirme gerekiyor” ifadeleriyle duyurulan yaklaşımın aksine, iç mekâna vinç sokulması, bazı dinamikler açısından çelişki olarak gösterildi. Ayasofya Bilim Kurulu üyesi Ahmet Güleç, konuyla ilgili açıklamasında vinçlerin içeri alınmasının teknik gerekçelere dayandığını belirtti. Güleç, “Bu yüksekliklerde ağır iskeleler kullanmak gerekiyor; dışarıda hazırlanıp bloklar halinde içeriye getiriliyor” diye konuştu. Şu anda 27 metre yükseklikte bir platformun vinçleri taşıyabildiğini ifade eden yetkili, mevcut teknolojiyle 25 metreyi aşan durumlarda iç mekâna geçişin zorunlu hale geldiğini ekledi.
“AYASOFYA ÇÖKECEK VE ‘TÜRKLER YAPTI’ DENECEK!” diyen bazı uzmanlar, mimari açıdan baskın eleştirilerde bulundu. İlber Ortaylı gibi isimler, binaya kamyon ya da vinç gibi araçların giremeyeceğini savunurken, zararın tümden mimarideki bilgi eksikliğinden kaynaklandığını ileri sürdü. “BİLİM DEVRE DIŞI KALINCA BÖYLE OLUYOR” diyen Korhan Gümüş ise, Ayasofya’nın temellerinin dehlizlerle dolu olduğunu vurguladı ve projenin sahte bir güvenlikle yürütüldüğünü öne sürdü.
DÜNYA KAYGIYLA İZLİYOR! Nezih Başgelen, Ayasofya’nın “Üstün Evrensel Değer Taşıyan Kültür Varlıkları” kapsamındaki önemi nedeniyle restorasyon kararlarının evrensel koruma ilkelerine uygunluk açısından yakından incelenmesi gerektiğini belirtti. 537 yılında açılan yapı, binyıllardır toplumsal hafızamızın merkezi olarak kalmıştır ve restorasyon süreci, ulusal ve uluslararası kamuoyunda kaygıyla karşılanıyor.
Vakiflar Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında ise kubbe yüzeyinin geçici çelik konstrüksiyonla kapatılması kararının bilim kurulu ve koruma kurulu değerlendirmeleriyle alındığı ifade edildi. Bu yaklaşım sayesinde sabit ve hareketli yüklerin güvenli bir şekilde yönetilebilmesi için gerekli mühendislik hesaplarının yapıldığı belirtildi. 43.5 metre yüksekliğindeki çelik taşıyıcılar ve bu kapsamdaki araç kullanımı için zemin etüdlerinin, güvenlik testlerinin ve taşıma kapasitesi analizlerinin tamamlandığı aktarıldı. En ağır aracın 45 ton olması ve metrekaresine düşen yüklerin 6 ton gibi hesaplarla güvenli yapılandırmaların sağlandığı ifade edildi.













