Dünyanın Sıcaklık Rekorları ve Türkiye’deki Etkileri
Türkiye’de herkesin gündeminde olan bir şikayet var: “Esmiyor!” Ancak bu sorun, yalnızca Türkiye’ye özgü değil. Dünyanın dört bir yanında sıcaklık rekorları ardı ardına kırılmakta ve bu durum endişe verici bir hal almaktadır.
Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne (C3S) göre, 22 Temmuz 2024 tarihi, ERA5 veri kayıtlarının başladığı 1940 yılından bu yana dünya tarihindeki en sıcak gün olarak kayıtlara geçti. O gün, gezegenin ortalama sıcaklığı 17,15°C olarak ölçüldü. Bir gün önce, yani 21 Temmuz’da ise, 17,09°C ile yine bir rekor kırılmıştı. Daha öncesinde, bu rekor 6 Temmuz 2023’te belirlenmişti. Böylece, sıcaklık rekorlarının haftada iki kez kırılması durumu yaşandı.
Bu noktada, “Biz Adana’da 50 derecede yanıyoruz, 17 derece de sıcak mı?” diyerek haklı bir serzenişte bulunabilirsiniz. Ancak burada önemli olan, bahsedilen sıcaklığın dünya genelindeki ortalama sıcaklık olmasıdır. Yani, çok sıcak bölgelerin yanı sıra, kutuplardaki buzların erime durumu da bu ortalama hesaplamalara dahil edilmektedir.
1940 ile 2022 yılları arasında yapılan sıcaklık ölçümlerine baktığımızda, Temmuz ayındaki sıcaklıkların genellikle 15-16 derece arasında dalgalandığını görmekteyiz. Bu nedenle, 17 dereceleri görmek artık bizim için yeni bir normal haline gelmiş durumda.
Bu ısınmanın yarattığı kaygılarla birlikte, dünya genelinde karbon salınımını azaltmaya yönelik girişimler de hız kazanmış durumda. Birçok büyük şirket, karbon ayak izlerini küçültmek amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve temiz enerji kaynaklarına yönelmektedir. Ancak tüm bu çabalara rağmen, görüldüğü gibi sıcaklık rekorları dur durak bilmeden artmaya devam ediyor.