1920 yılında Arjantin’de gerçekleşen uçak kazasında hayatını kaybeden Antoine, izole bir ortamda iki kızı, tilki ve yılanla birlikte yaşadığı bir aileyle karşılaşır. Bu aile, Küçük Prens’in hikayesine ilham kaynağı olmuştur; Antoine, yaşadığı bu gizemli ve büyülü ortamda romanın temel unsurlarını keşfederken, dağlardaki arayış yolculuğuna da derinlik katar. Yönetmen, bu keşif yolculuğunun temelini, dağın zirvesindeki çoban Juan ve onun Maria adlı koyunu ile pekiştirir. Antoine, koyunun resmini çizerek ruhunun, sonsuzluk ve ölümsüzlüğün simgesi olarak yaşamasını sağlar. Bu büyüleyici ve dokunaklı sahnelere, Antoine’nın çocukken yitirdiği kardeşi François ile yaşadığı anılar da dâhil edilir. Tilki, yılan, çoban, koyun gibi semboller, Antoine’ı giderek Küçük Prens’e yakınlaştırır; bu süreçte, not defterine sürekli eskizler ve fikirler eklenir. Antoine’nin eserlerindeki karakterler ve olaylar, adlarını anmadan, yazı ve anlatım biçimlerini kullanmadan, onun içsel dünyasını ve yaşam mücadelelerini gözler önüne serer. Minimalist bir gerçekçilik anlayışıyla, dijital efektlerin ustaca kullanımıyla, filmin dış sahneleri And Dağları ve Patagonya’nın etkileyici doğasında çekildi. İç sahnelerde ise, film stüdyolarında hazırlanan setler kullanıldı. Sonsuz gökyüzü, sınırsız manzaralar ve uçsuz bucaksız doğa görüntüleri, gerçeküstü ve hayal gücüne dayalı bir atmosfer yaratır. Cordillera sıradağlarının zirvelerinin görünmesi için alan kazındı, Patagonya’da gerçekleşen kar fırtınaları ve gün doğumu sahneleri de özenle kaydedildi. Çekimler sırasında, karakterler farklı renklerdeki fonlar üzerine yerleştirilerek, dijital ortamda detaylı dekore edildi. Kırsal ve zamansız bir atmosfer hedeflenmiş, gümüş ve altın sarısı tonlar, Saint-Exupéry’nin melankolik ve içsel dünyasını yansıtan renk paletini oluşturdu. Ünlü aktör Jean Pierre Cassel’in oğlu Vincent Cassel, “Henri Guillaumet, Jean Mermoz gibi cesur ve maceraperest pilotlar, babamın kuşağından olan kahramanlardı. Bu başarılar ve cesur pilotların hikayeleri, çocukken babamı derinden etkilemişti,” diyerek filmdeki ilham kaynaklarını paylaştı. Arjantin’de gecekonduda büyüyen ve ilk okuduğu kitap olan Küçük Prens, onun hayatında önemli bir rol oynadı. Ses tasarımı, müzik ve görüntü çalışmaları, filmi daha da etkileyici hale getirerek, izleyicilere duygusal bir deneyim sunuyor. “Posta hayattan önemlidir” sloganıyla tanınan Fransız Aéropostale firmasının efsanevi hikâyesi ve cesur pilotlarının başarıları, bu filmde anlatılmaktadır. Fransa’nın işgal döneminde Antoine, büyük üzüntüler yaşadı ve ABD ordusuna katılarak keşif pilotu olarak görev yaptı. Almanların hareketlerini izlerken, uçağı vuruldu ve Marsilya açıklarında kayboldu. Yazarın uçak enkazı, 2000 yılında balıkçılar tarafından bulunarak, onun destansı yaşamını ve maceralarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Denis Villeneuve ve Dune: Bölüm 2’nin Başarısı
Denis Villeneuve'nin vizyonu ve Dune: Bölüm 2'nin etkileyici başarısı hakkında her şey. Filmdeki görsel şölen, derinlikli karakterler ve hikaye anlatımıyla...